arouse, invigorate; spur, goad, motivate

listen to the pronunciation of arouse, invigorate; spur, goad, motivate
English - Turkish

Definition of arouse, invigorate; spur, goad, motivate in English Turkish dictionary

stimulate
uyarmak
stimulate
uyar

Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır. - Knowledge of foreign languages stimulates brain activity.

stimulate
{f} teşvik etmek
stimulate
{f} gayrete getirmek
stimulate
kışkırtmak
stimulate
canlandırmak

Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. - We must do everything we can to stimulate the economy.

stimulate
tahrik etmek
stimulate
uyandırmak
stimulate
stimulativeuyandırıcı
stimulate
muharrik
stimulate
teşvik

Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı. - Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.

O ders beni gerçekten teşvik etti. - That lecture really stimulated me.

stimulate
canlan

Harcanan para ekonomiyi canlandırıyor. - Spending money stimulates the economy.

Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. - We must do everything we can to stimulate the economy.

stimulate
elektrik kuvvetiyle veya alkollü içki ile harekete geçirmek
stimulate
stimulationuyarım
stimulate
tembih etmek
stimulate
tahrik
English - English
{f} stimulate