arka

listen to the pronunciation of arka
Turkish - English
back

I am told he has a broad back. - Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.

I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril. - Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.

rear

The hijackers moved to the rear of the plane. - Korsanlar uçağın arkasına ilerledi.

The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson. - Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.

posterior
behind

A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else. - Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.

My cat purrs when I scratch behind his ears. - Kulağının arkasını kaşıdığımda,kedim mırıldanır.

buttock
(Tıp) superior

Sami felt a little bit superior to his friends. - Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.

back board
end

Applaud, friends, the comedy has ended. - Alkışlıyoruz, arkadaşlar, komedi sona erdi.

Who needs friends! They'll just betray you in the end. - Kimin arkadaşlara ihtiyacı var! Onlar sonunda sana ihanet edeceklerdir sadece.

backside
contuniation
back-up
dorsal
the reverse
aft

All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region. - Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.

I spent the whole afternoon chatting with friends. - Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.

rump, buttocks, fanny
hind

Kangaroos have two small forepaws and two large, strong hind paws. - Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır.

The horse rose on its hind legs. - At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.

dorso
backer
a back load (of something)
back part, rear, back side, reverse
rearward; stern
situated in the tail or rear section
support

I have a lot of friends to support me mentally. - Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.

I want to thank my friends and family for supporting me. - Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.

back, rear; the reverse (side); continuation, sequel; support, back-up, backing; supporter, backer; backside, buttocks, behind; back; reverse; hind; posterior
hind, back, posterior
dors
powerful friend, backer, supporter; pull, influence
tail

The tail at the rear of the plane provides stability. - Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.

Your right taillight is busted. - Sağ arka lamban patlamış.

the space behind or beyond
sequel, the remaining part
backing; continuation; breech; supporter
{s} stern
{i} backing
friend at court
tailback
upholder
rear of
on back
back side
on the back of
on the back
{i} small

There is a small pond in back of my house. - Evimin arkasında küçük bir gölet var.

A woman friend of ours took a trip to a small town last week. - Bizim bir bayan arkadaşımız, geçen hafta küçük bir kasabaya bir seyahat yaptı.

reverse
rearward
{i} breech
{i} continuation
{i} supporter

Your father's friends aren't his only supporters. - Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.

He has a wealthy supporter behind him. - Arkasında zengin bir destekleyicisi var.

arka plân
background

This has no relevance to my background. - Bunun benim arka planımla alakası yok.

There is a castle in the background of the picture. - Resmin arka planında bir kale var.

arka plan
background

Who is that man in the background of the picture? - Resmin arka planındaki o adam kimdir?

This has no relevance to my background. - Bunun benim arka planımla alakası yok.

arka taraf
rear
arka monta
(Shoe) Heel seat lasting
arka avlu
backyard
arka taraf
stern
arka ışığı
backlight
arka bagaj
trunk
arka bahçe
back garden
arka beyin
(Anatomi) rhombencephalon
arka beyin
(Anatomi,Pisikoloji, Ruhbilim) hindbrain
arka biçem
(Bilgisayar) backstyle
arka cam
(Otomotiv) rear window
arka cam
rear gloss
arka duvar
(Bilgisayar) back wall
arka far
(Biyoloji) taillights
arka farlar
(Biyoloji) taillights
arka fon
background
arka fren
rear brake
arka kanal
(Basın) back-channel
arka kanat
(Havacılık,Otomotiv) rear wing
arka kapak
(Otomotiv) rear cover
arka kapak
(Askeri) back plate
arka kapak
(Otomotiv) rear end cover
arka kapak
(Otomotiv) end cover
arka kısım
tail
arka olan
(Ticaret) sponsor
arka olmak
support
arka orta
(Spor) middle back
arka pano
back plate
arka parça
backing
arka plan
(Bilgisayar) backplane
arka plan
(Edebiyat) back story
arka plan
(Bilgisayar) backspace
arka sinyal
(Biyoloji) rear indicator
arka sinyal
(Biyoloji) tail turn signal
arka sinyal lambası
(Biyoloji) rear indicator light
arka sinyal lambası
(Biyoloji) tail turn signal light
arka siper
(Askeri) parados
arka sis lambaları
(Biyoloji) tail fog lights
arka sis lambası
(Biyoloji) tail fog light
arka sokak
by street
arka sokak
back-alley
arka taraf
(Mimarlık) the back
arka taraf
back
arka taraf
back side
arka taraf
(Otomotiv) rear end
arka tepsi
(Bilgisayar) rear tray
arka
back-end
arka
(Çevre) back end
arka yer
back seat
arka yüz
face down
arka yüz
(Teknik,Tekstil) reverse side
arka zemin
(Sanat) background
arka çıkmak
back
arka ışık
(Havacılık) backlight
arka ışık
(Otomotiv) rear light
arka ışık
tail light
arka şasi
rear frame
arka-yan
(Tıp) posterolateral
arka arkaya
repeatedly
arka arkaya
back to back
arka kaş
browse back
arka plana itmek
pushed to the background to
arka teker
rear wheel
arka abs
rear wheel anti-lock
arka abs
rear antilock brake system
arka ada
back land
arka aks
(Otomotiv,Teknik) back axle
arka aks
rear-axle
arka apresi
back finish
arka arka
backwards
arka arkaya
on end

It has rained for three days on end. - Arka arkaya üç gün boyunca yağmur yağdı.

arka arkaya
in series
arka arkaya
one after another, one after the other, successively
arka arkaya
one after another

She bought articles of clothing one after another. - O arka arkaya giyim eşyaları aldı.

arka arkaya
one after the other
arka arkaya gelen
consecutive
arka arkaya gelme
evolution
arka arkaya vermek
to back each other, join forces
arka ayak
hindleg
arka ayak
hindquarter
arka ayak
hind leg

The horse rose on its hind legs. - At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.

arka ayak
one of the rear legs of an animal
arka ayaklar
hind legs
arka ayakları üzerinde durmak
beg
arka ayakları üzerinde kalkmak
sit up and beg
arka ayakları üzerinde kalkmak
sit up
arka ayakları üzerine kalkma
dead set
arka ayakları üzerine kalkmış
rampant
arka ayağı ön ayağına değmek
overreach
arka aynası
rearwiew mirror
arka aynayı kontrol edin lütfen
Check the rearview mirror please
arka bacak
hind leg
arka bagaj
rear trunk
arka bahçe
backyard

There is a bird feeder in our backyard. - Bizim arka bahçede bir kuş besleyici var.

I permitted Tom to camp in our backyard. - Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına müsaade ettim.

arka bulmak
to find a friend in power
arka bölge
personal-private territory
arka bölge
(Jeoloji) backland
arka bölüm
rear section
arka cep
hip pocket
arka cep
back pocket
arka cephe
(Mimarlık) rear front
arka cephe
back elevation
arka conta
(Otomotiv) rear packing
arka dingil
trailing axle
arka dingil
rear-axle, trailing axle
arka direk
rear pillar
arka direk
rear spar
arka dolgusu
backing
arka görüntü
(Havacılık) down-vision
arka gövde
(Otomotiv) rear housing
arka kabin
(Askeri) rear compartment
arka kanat
afterwing
arka kanatçık
tail plane
arka kapak
tailboard
arka kapak
tailgate
arka kapı
postern
arka kapı
back door, rear door
arka kapı
back door

He was too drunk to remember to shut the back door. - Arka kapıyı kapatmayı düşünemeyecek kadar sarhoştu.

Tom sneaked out the back door. - Tom arka kapıdan gizlice sıvıştı.

arka kapı
backdoor
arka kapı
postern gate
arka kapı
postern door
arka kapıdan çıkmak
1. to fail out of a school. 2. to be fired for incompetence
arka kara
(Jeoloji) back land
arka kara
(Jeoloji) backland
arka kemer/tampon
(Otomotiv) rear bumper/fascia
arka kenar
trailing edge
arka kepçe
back-hoe
arka kiriş
(Otomotiv) rear beam
arka koltuk
rear seat, backseat
arka koltuk
rumble
arka koltuk
back seat

Tom usually prefers to ride in the back seat. - Tom genellikle arka koltukta yolculuk etmeyi tercih eder.

Tom said he found a wallet in the back seat. - Tom arka koltukta bir cüzdan bulduğunu söyledi.

arka kovan
(Askeri) backshell
arka köprü
(Otomotiv) back axle tube
arka köprü
(Otomotiv) rear axle tube
arka köprü
rear-axle tube
arka lamba
tail lamp, tail light
arka lob
(Biyoloji) posterior lobe
arka lâmba
tail light
arka lâmba
tail lamp
arka lâmba
rear light
arka lâmba
rear lamp
arka lâmbaları kontrol edin lütfen
Check the tail lights please
arka merdiven
backstairs
arka mil
back shaft
arka motor
rear engine
arka müziği
background music
arka oda
back room
arka olmak
to back, to support
arka oturak
pillion
arka perde
backcloth
arka pile
(Tekstil) back pleat
arka plaka
backplate
arka planda
in the background, of minor importance
arka planda kalmak
to keep/stay in the background
arka plandaki konuşma
rhubarb
arka plân
frame
arka plân
back seat
arka plân
distances
arka plânda kalmak
take a back seat
arka plânda kalmak
take a back
arka portatif koltuk
rumble seat
arka pul
(Otomotiv) back-up washer
arka raf
parcel shelf
arka roba
(Tekstil) back yoke
arka rüzgârı
tail wind
arka sayfa
verso, left page
arka sedye
(Askeri) packboard
arka sokak
back street

The robber attacked her on a back street. - Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı.

arka sokak
back alley
arka spar
rear spar
arka sınır
(Denizbilim) apical margin
English - English
sun, light; the Vedic hymn
Essence, liquor, arrack
'Arka' is one of the names of the deity of the sun, which is associated with the fire principle (tej) and the sense of sight (vision)
arka¨
Essence, liquor, arrack
arka¨
'Arka' is one of the names of the deity of the sun, which is associated with the fire principle (tej) and the sense of sight (vision)
arka¨
sun, light; the Vedic hymn
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Duvar içinde kerpiç ve taş arasına konulan ağaç
(Osmanlı Dönemi) Çadıra diktikleri direk
Geçmiş, geride kalmış zaman
Otururken sırtın dayandığıyer
Koruyucu, kayırıcı, iltimasçı, piston: "Memur olmak için büyük bir arka gerek."- H. R. Gürpınar
Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi
Otururken sırtın dayandığı yer: "Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu."- T. Buğra. İnsanın vücudu, bedeni: "Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı."- R. H. Karay
Otururken sırtın dayandığı yer
Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı
Art, peş
Geçmiş, geride kalmış zaman: "Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti."- Y. K. Beyatlı
Geri kalan bölüm, kısım
Koruyucu, kayırıcı, iltimasçı, piston
Geri kalan bölüm
İnsanın vücudu, bedeni
Arkada olan, arkada bulunan
Mermer işletmeciliğinde taşın yüzüne paralel olan geri taraf
eğin
peş
dal
mabat
akab
zahr
(Osmanlı Dönemi) half
arka arka
Geri geri
arka arkaya
Hemen birbirinin arkasından, art arda
arka ayak
Hayvanlarda vücudun gerisinde bulunan ayaklardan biri
arka müziği
Bir oyunda hareket ve sözlerin yanı sıra etkiyi artırmak için hafifçe çalınan müzik
arka sokak
Ana yola açılan ikinci derecedeki sokak
arka teker
Araçların arka düzeninde yer alan tekerlek
arka yüz
Bir şeyin arkada kalan yüzü
arka üstü
Arkası yere gelecek biçimde
Arka arkaya
peşi peşine
arka
Favorites