area of nonspecific space a child can always be sure to be in

listen to the pronunciation of area of nonspecific space a child can always be sure to be in
English - Turkish

Definition of area of nonspecific space a child can always be sure to be in in English Turkish dictionary

trouble
{i} sorun

Sorun oğlumun okula gitmek istememesidir. - The trouble is that my son does not want to go to school.

Onların sorunlarıyla ilgili yapacak bir şeyim yok. - I have nothing to do with their troubles.

trouble
dert

O her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı. - She was always willing to help people in trouble.

Başı dertte iken benden yardım istedi. - She asked me for help when she was in trouble.

trouble
zahmet

O, arkadaşını havaalanında karşılama zahmetine katlandı. - She took the trouble to meet her friend at the airport.

Lezzetli yemeklerinizi hazırlama zahmetine girdiğiniz için teşekkür ederim. - Thank you for taking the trouble to prepare your delicious meals.

trouble
{f} 1. rahatsız etmek, tedirgin etmek: The approaching storm troubled the ship's crew. Yaklaşan fırtına geminin tayfasını tedirgin etti. The
trouble
başını ağrıtmak
trouble
müşkül
trouble

Tom'un olacağını düşündüğü kadar çok bir iş bulma sorunu olmadı. - Tom didn't have as much trouble finding a job as he thought he would.

Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor. - Her novel ideas are time and again getting her into trouble with her more conservative colleagues.

trouble
rahatsızlık
trouble
sıkıntı

Bana daha fazla sıkıntı verme. - Don't give me any more trouble.

Onlar bize çok az sıkıntı verdi. - They gave us very little trouble.

trouble
kötü taraf
trouble
(sosyal/siyasal) düzensizlik
trouble
zorluk

Jenny Japonca çalıştığından Japonya'da zorluk çekmedi. - Having studied Japanese, Jenny had no trouble in Japan.

Nefes almada zorluk çekiyorum. - I've been having trouble breathing.

trouble
{i} meşakkat
trouble
{f} üzülmek
trouble
get into trouble belaya çatmak
trouble
{f} dert etmek
trouble
{i} huzursuzluk
trouble
{f} rahatsız etmek
trouble
{f} üzmek
trouble
{f} bulandırmak
English - English
trouble
area of nonspecific space a child can always be sure to be in

    Hyphenation

    ar·e·a of non·spe·cif·ic space a child Can al·ways be sure to be in

    Turkish pronunciation

    eriı ıv nänspısîfîk speys ı çayld kın ôlwiz bi şûr tı bi în

    Pronunciation

    /ˈerēə əv ˌnänspəˈsəfək ˈspās ə ˈʧīld kən ˈôlwēz bē ˈsʜo͝or tə bē ən/ /ˈɛriːə əv ˌnɑːnspəˈsɪfɪk ˈspeɪs ə ˈʧaɪld kən ˈɔːlwiːz biː ˈʃʊr tə biː ɪn/
Favorites