are transported; hence, the quantity which such a case contains

listen to the pronunciation of are transported; hence, the quantity which such a case contains
English - Turkish

Definition of are transported; hence, the quantity which such a case contains in English Turkish dictionary

chest
{i} göğüs

1342 sel kronolojisi Köln'de, biri şehir duvarlarının üzerinde bir tekneye binebiliyorken, Mainz katedralinde suyun bir insanın göğüs hizasına geldiğini söylüyor. - The chronicles of the flood of 1342 say that the water in the Mainz Cathedral came up to a man's chest, while in Cologne, one could ride in a boat over the city walls.

Aniden göğüs ağrısı ile vuruldu. - He was suddenly struck with chest pain.

chest
{i} sandık

İçinde çok değerli eşyaların bulunduğu bir sandık getirdi. - He brought a chest, in which there were very valuable goods.

Piyasadaki bir arkadaş, sandıktaki paradan daha iyidir. - A friend in the market is better than money in the chest.

chest
(Askeri) TO-BACK ACCELERATION: GÖĞÜSTEN ARKAYA İVME (HV.): İnsan vücudunda, göğüsten arkaya tesirini gösteren tacil kuvveti
chest
bir kurumda para alınıp verilen yer
chest
(Tıp) Göğüs, pektus, toraks
chest
chest register göğüsten çıkan pes sesler
chest
community chest genel yardım sandlğı
chest
hope chest ceyiz sandığı
chest
chest of drawers çekmeceli dolap
chest
{i} kasa
chest
bağır
chest
(Hayvan Bilim, Zooloji) döş
chest
göğüslemek
chest
{i} göğüs kafesi
chest
{i} kutu

Alet kutusunda bir eğen var mı? - Do you have a file in the tool chest?

English - English
chest
are transported; hence, the quantity which such a case contains
Favorites