are in the dative

listen to the pronunciation of are in the dative
English - Turkish

Definition of are in the dative in English Turkish dictionary

worth
değer

İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir. - Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.

Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun? - Do you think this book is worth reading?

worth
değmek
worth
sahibi
worth
değerli

Bunun ne kadar değerli olduğunu düşünüyorsun? - How much do you think this is worth?

Sağlık altından daha değerlidir. - Health is worth more than gold.

worth
kadir
worth
{s} değerinde

Yeni evrak sistemi 4.000$ değerinde. - The new document system is worth $4,000.

Cannes'daki Carlton otelinden 40 milyon euro değerinde mücevherler çalındı. - Jewels worth €40-million were stolen in Cannes from the Carlton hotel.

worth
{i} kıymet, değer: It's of very little worth. Kıymeti pek az. Give me five hundred thousand liras' worth of cheese. Bana beş yüz bin liralık
worth
{i} değerli şey
worth
{s} layık

Bu kitap övgüye layık. - This book is worthy of praise.

Mary güveninize layık değildi. - Mary was not worthy of your trust.

worth
(sıfat) değer, layık, bedel, değerinde
worth
(isim) değer, bedel, değerli şey
English - English
worth
are in the dative
Favorites