arası

listen to the pronunciation of arası
Turkish - English
inter

Years intervene between the two incidents. - İki olay arasında yıllar geçer.

As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person. - Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.

internetwork
ara
{i} recess

The judge called for a recess of two hours. - Yargıç iki saat ara verdi.

I would like to request a short recess. - Ben kısa bir ara rica etmek istiyorum.

ara
{s} intermediary
ara
{i} break

She spoke for 30 minutes without a break. - O, ara vermeden 30 dakika boyunca konuştu.

If the car breaks down, we'll walk. - Araba bozulursa, yürürüz.

arası bozulmak
bust up
arası açık
at enmity with
arası açık olmak
to be at loggerheads
arası açık olmak
be in badly with
arası açılmak
grow away from
arası açılmak
to fall out with sb
arası bozuk
at odds
arası bozuk olmak
be in bad with
arası geçmeden
without delay, while the situation is still fresh
arası hoş olmamak
1. to be on bad terms with. 2. to dislike (something)
arası iyi
on good terms

She's on good terms with Mr. Brown. - Onun Bay Brown'la arası iyi.

Tom is not on good terms with his family. - Tom'un ailesiyle arası iyi değil.

arası iyi olmak
to hit it off (with sb)
arası iyi olmak
be on good terms with
arası kötü olmak
be in bad with
arası soğumak
to lose its importance with the passage of time
arama ve kurtarma birimler arası komitesi
(Askeri) interagency committee on search and rescue
artı arası kesilmemek
to continue without a break, go on incessantly
ara
{i} space

Between space and time. - Uzay ve zaman arasında.

Today’s spacecraft use rockets and rockets use large quantities of propellant. - Bugünün uzay araçları roketler kullanıyor ve roketler büyük miktarda itici yakıt kullanıyor.

ara
{f} search

All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region. - Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.

Search and rescue operations began immediately. - Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.

ara
interval

The trees are planted at intervals of thirty meters. - Ağaçlar otuz metre aralıkla ekilir.

I visit my friend's house at intervals. - Ben arkadaşımın evinini aralıklarla ziyaret ederim.

ara
gap

There is a generation gap between them. - Onlar arasında kuşak farkı var.

There is a wide gap in the opinions between the two students. - İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.

ara
distance, space; break, breather; break, playtime; interval, pause, cessation, intermission; interlude; half time; relation, terms, footing; intermediate, intermediary; middle
ara
sought

Religion is freedom and justice being sought in the entire region. - Din, bütün bölgede özgürlük ve adalet arayışıdır.

He immediately sought a response. - Hemen bir cevap aradı.

ara
time out

Let's take time out to elaborate a strategy. - Bir stratejiyi özenle hazırlamak için ara verelim.

ara
time, point in time
ara
interim

In the interim, please send all communications to Tom. - Ara sıra lütfen tüm iletileri Tom'a gönderin.

ara
look for

The police promised Tom that they would look for his daughter. - Polis Tom'a onun kızını arayacağına söz verdi.

Tom began to look for a job three months before he graduated from college. - Tom, üniversiteden mezun olmadan üç ay önce bir iş aramaya başladı.

ara
seek

Make no mistake: we do not want to keep our troops in Afghanistan. We seek no military bases there. - Yanlış yapmak yok: Biz birliklerimizi Afganistan'da tutmak istemiyoruz. Biz orada askeri üs aramıyoruz.

Everybody has the right to seek happiness. - Herkesin mutluluk arama hakkı vardır.

eyaletler arası
interstate

Her car broke down on the interstate. - Onun arabası eyaletler arası yolda bozuldu.

I'm on the interstate. - Ben eyaletler arasındayım.

ara
buffer

Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists. - Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar.

ara
footing
ara
relation

How are relations between the two of them going? - Onların ikisi arasındaki ilişkiler nasıl gidiyor?

I don't see any relation between the two problems. - O iki problem arasında herhangi bir yakınlık görmüyorum.

ara
range

Prices range from one to five dollars. - Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir.

They're just out of my price range. - Onlar benim fiyat aralığının dışında.

ara
stop

Tom stopped looking for the treasure and went back home. - Tom hazine aramayı durdurdu ve eve gitti.

How about stopping the car and taking a rest? - Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin?

ara
margin

There is only a marginal difference between the two. - İkisi arasında sadece marjinal bir fark var.

This car dealership has very thin profit margins. - Bu araba bayiliğinin çok ince kar marjları var.

ara
half

Dr. Svensen researched the issue so extensively that his bibliography makes up half the weight of his book. - Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor.

Tom noticed a half-eaten hamburger on the dashboard of Mary's car. - Tom Mary'nin arabasının torpido gözünde yarısı yenmiş bir hamburger fark etti.

ara
(Bilgisayar) lookup
ara
leg

I still have a scar on my left leg from a car accident I was in when I was thirteen years old. - On üç yaşındayken içinde bulunduğum bir araba kazasından dolayı hâlâ sol bacağımda bir izim var.

Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs. - Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.

ara
middle

Tom's car is parked in the middle of the road. - Tom'un arabası yolun ortasında park edilmiş.

Tom threw rocks at Mary's window in the middle of the night to get her attention, but he ended up breaking her window instead and Mary's father called the cops. - Tom onun dikkatini çekmek için gecenin ortasında Mary'nin penceresine taşlar attı fakat bunun yerine onun camını kırarak sonuçlandı ve Mary'nin babası polisi aradı.

ara
pitch

The car went out of control and pitched headlong into the river. - Araba kontrolden çıktı paldır küldür nehre düştü.

ara
(Mekanik) clearance
ara
cease

The U.S. Secretary of State is trying to broker a ceasefire between the warring parties. - ABD Dışişleri Bakanı, savaşan taraflar arasındaki ateşkes konusunda aracılık yapmaya çalışıyor.

ara
(Mimarlık) partition

There were Jews in Arab countries before the partition of Palestine. - Arap ülkelerinde Filistin'in bölünmesinden önce Yahudiler vardı.

ara
comma

Do you know how to use these command line tools? - Bu komut satırı araçlarının nasıl kullanılacağını biliyor musunuz?

Please put a comma between the two main clauses. - Lütfen iki ana cümlenin arasına virgül koyun.

ara
meanwhile

Meanwhile, you can stay with us. - Bu arada, bizimle kalabilirsin.

Meanwhile, we depict aliens doing really weird stuff. - Bu arada, Biz garip şeyler yapan uzaylıları tanımlıyoruz.

ara
(Bilgisayar) place call
ara
terms

Tom is on good terms with Mary. - Tom'un Mary ile arası iyidir.

We are on good terms with them. - Onlarla aramız iyidir.

ara
(Bilgisayar) place a call
blok arası
(Spor) seams
dinler arası diyalog
interfaith dialogue
kelime arası boşluk
tracking
kolon arası
(Bilgisayar) gutter
parmak arası
interdigital
tavan arası
lofts
tavan arası
loft

There is plenty of space in the loft for storage. - Tavan arasında bol miktarda depolama alanı vardır.

tavan arası
cockloft
ara
discontinuation
ara
scrabble
ara
discontinuance
ara
interm

She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate. - İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.

It was raining all day long without intermission. - Ara vermeden bütün gün boyunca yağmur yağıyordu.

ara
{f} call

Last night, Mr. A called me up to say he couldn't attend today's meeting. - Dün gece Bay A bugünkü toplantıya katılamayacağını söylemek için beni aradı.

Arriving at the airport, I called her up. - Havaalanına vardığımda onu aradım.

ara
interstice
ara
interlude
ara
{f} searching

The police spent hours searching Tom's place, but they couldn't find the murder weapon. - Polisler saatlerce Tom'un evini aradılar fakat onlar cinayet silahını bulamadılar.

Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people. - Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.

ara
pause

Let's take a pause. I cannot continue any longer. - Bir ara verelim! Daha fazla devam edemem.

We should sometimes pause to think. - Düşünmek için bazen ara vermeliyiz.

ara
lapse
ara
seek for
ara
look up

It is a good habit to look up new words in a dictionary. - Yeni kelimeleri sözlükte aramak iyi bir alışkanlıktır.

You should look up this word. - Bu kelimeyi aramalıyız.

ara
half time
ara
{f} seeking

Martin Luther King spent his life seeking justice. - Martin Luther King hayatını adalet arayarak geçirdi.

Tom isn't seeking asylum. - Tom sığınma aramıyor.

ara
interspace
ara
{f} ransacking
ara
{f} dial

In the case of fire, dial 119. - Yangın durumunda, 119'u arayın.

In case of fire, you should dial 119 immediately. - Yangın durumunda, hemen 119'u aramanız gerekir.

ara
search for

I need to search for my pen. - Dolma kalemimi aramalıyım.

They did not have time to search for it. - Onu aramak için zamanları yoktu.

11-12 Haziran arası
between June 11-12
11-12 Haziran arası
between the dates of June 11-12
apış arası
Perineum: The region between the scrotum and the anus in males, and between the posterior vulva junction and the anus in females
ara
ıntermediate
ara
look#for
ders arası
Between classes
koyu gri ve siyah arası renk
between dark gray and black colors
kültürler arası
Intercultural
milletler arası, uluslararası, enternasyonal
among nations, international, international
reklam arası
Commercial break
satır arası
Between the lines
tanecikler arası
Transgranular
tanecikler-arası
Transgranular
uluslar arası
international

International disputes must be settled peacefully. - Uluslar arası anlaşmazlıkların barışçıl bir şekilde çözümlenmeli.

As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person. - Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.

yeşil ile mavi arası renk
between green and blue colors
(gabarit international de chargement) uluslar arası yükleme mastarı (ölçü birimi
(Askeri) (gabarit international de chargement) international loading gauge
Amerikan Gönüllü Uluslar Arası Faaliyetler Konseyi
(Askeri) American Council for Voluntary International Action
Birimler Arası Daimi Komitesi (Birleşmiş Milletler (UN)); geçici kuvvet komutanı
(Askeri) Interagency Standing Committee (UN); interim acting service chief
Birleşmiş Milletler (UN) Uluslar Arası Tabii Afetleri Önlemenin On Yılı
(Askeri) International Decade for Natural Disaster Reduction (UN)
Gemilerin Denizde Sebep Olduğu Kirlenmeyi Önleme Uluslar Arası Sözleşmesi
(Askeri) International Convention for the Prevention of Pollution from Ships
Hükümetler Arası Denizcilik Danışma Örgütü
(Hukuk) Intergovernmental Marine Consultation Organization (IMCO)
Hükümetler Arası Göç Komitesi
(Hukuk) Intergovernmental Committee for Migration (ICM)
Komutanın İhtiyacı Olan Kritik Bilgiler; Uluslar Arası Telsiz İstişare Komitesi
(Askeri) commander's critical information requirement; International Radio Consultative Committee
Kuvvetler arası eğitim teşkilatı
(Askeri) inter-Service training organization
Milli Birimler Arası Narkotik Enstitüsü
(Askeri) National Interagency Counternarcotics Institute
Ulusal Güvenlik Konseyi / Teşkilatlar Arası Çalışma Grubu
(Askeri) National Security Council/Interagency Working Group
Ulusar Arası Kızıl Haç; Uluslar Arası Kurtarma Komitesi
(Askeri) International Red Cross; International Rescue Committee
Uluslar Arası (Suçla Mücadele) Kriminal Polis Teşkilatı
(Askeri) International Criminal Police Organization
Uluslar Arası Atom Enerjisi Kurumu (UN)
(Askeri) International Atomic Energy Agency (UN)
Uluslar Arası Büro Makinaları
(Askeri) International Business Machines
Uluslar Arası Denizcilik Teşkilatı (IMO) arama ve kurtarma elkitabı
(Askeri) International Maritime Organization (IMO) search and rescue manual
Uluslar Arası Gönüllü Dernekleri Konseyi
(Askeri) International Council of Voluntary Agencies
Uluslar Arası Hastalık Kodları; Uluslar Arası İşbirliği Ve Kalkınma Programı (US
(Askeri) International Code of Diseases; International Cooperation and Development Program (USDA)
Uluslar Arası Hava Taşımacılığı Derneği
(Askeri) International Air Transport Association
Uluslar Arası Kalkınma İşbirliği Teşkilatı
(Askeri) International Development Cooperation Agency
Uluslar Arası Konteyner Kiralayanlar Enstitüsü
(Askeri) Institute of International Container Lessors
Uluslar Arası Kriminal (Suçla Mücadele) Polis Teşkilatı, Birleşik Devletler Ulus
(Askeri) International Criminal Police Organization, United States National Central Bureau (DOJ)
Uluslar Arası Narkotik ve Yasa Uygulama İşleri (USG)
(Askeri) International Narcotics and Law Enforcement Affairs (USG)
Uluslar Arası Para Fonu (UN)
(Askeri) International Monetary Fund (UN)
Uluslar Arası Polis Görev Kuvveti
(Askeri) International Police Task Force
Uluslar Arası Program Ofisi
(Askeri) International Program Office
Uluslar Arası Radyo Yayın Bürosu
(Askeri) International Broadcasting Bureau
Uluslar Arası Sivil Havacılık Teşkilatı
(Askeri) International Civil Aviation Organization
Uluslar Arası Standardizasyon Paketi Teşkilatı
(Askeri) International Organization for Standardization package
Uluslar Arası Standardizasyon Teşkilatı; izolasyon, tecrit
(Askeri) International Organization for Standardization; isolation
Uluslar Arası Telefon ve Telgraf İstişare Komitesi
(Askeri) International Telegraph and Telephone Consultative Committee
Uluslar Arası Telekomünikasyon Uyduları Teşkilatı
(Askeri) International Telecommunications Satellite Organization
Uluslar Arası Çalışma Teşkilatı (UN)
(Askeri) International Labor Organization (UN)
Uluslar Arasıslar Arası Kızıl Haç ve Kızıl Ay Toplulukları Federasyonu
(Askeri) International Federation of Red Cross and Red Crescent Societies
Uluslar arası Adalet Divanı
(Hukuk) (Lahey divanı) International Court of Justice (ICJ)
Uluslar arası Adalet Mahkemesi
(Hukuk) International Court of Justice
Uluslar arası Af Örgütü
(Hukuk) Amnesty International
Uluslar arası Akreditasyon Forumu
(Hukuk) International Accreditation Forum (IAF)
Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı
(Hukuk) International Atomic Energy Agency (IAEA)
Uluslar arası Bayındırlık ve Kalkınma Bankası
(Hukuk) International Bank for Reconstruction and Development (IBRD)
Uluslar arası Ceza Mahkemesinin yargı yetkisine giren suçlar
(Hukuk) crimes within the jurisdiction of the International Criminal Court
Uluslar arası Denizcilik Örgütü
(Hukuk) International Maritime Organization (IMO)
Uluslar arası Ekonomik İşbirliği Konferansı
(Hukuk) Conference on International Economic Cooperation (CIEC)
Uluslar arası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi
(Hukuk) International Covenant on Economic, Social and Cultural Rights
Uluslar arası Enerji Ajansı
(Hukuk) International Energy Agency
Uluslar arası Hukuk Komisyonu
(Hukuk) international law commission
Uluslar arası Hür İşçi Konfederasyonları
(Hukuk) International Confederation of Free Trade Unions
Uluslar arası Kalkınma Derneği
(Hukuk) International Development Association (IDA)
Uluslar arası Kamu İşçileri Konfederasyonu
(Hukuk) International Public Employees Confederation
Uluslar arası Kriminal Polis Örgütü
(Hukuk) International Criminal Police Organization (INTERPOL)
Uluslar arası Laboratuvar Akreditasyon İşbirliği Örgütü
(Hukuk) International Laboratory Accreditation Cooperation (ILAC)
Uluslar arası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi
(Hukuk) International Covenant on Civil and Political Rights
Uluslar arası Olimpiyat Komitesi
(Hukuk) International Olympic Committee (IOC)
Uluslar arası Para Fonu
(Hukuk) International Monetary Fund (IMF)
Uluslar arası Para Fonu stand-by anlaşması
(Hukuk) IMF stand-by agreement
Uluslar arası Sivil Havacılık Örgütü
(Hukuk) International Civil Aviation Organization (ICAO)
Uluslar arası Suç Soruşturma Eğitim Yardım Programı (DOJ)
(Askeri) International Crime Investigative Training Assistance Program (DOJ)
Uluslar arası Tarımsal Kalkınma Fonu
(Hukuk) International Fund for Agricultural Development
Uluslar arası Taşımacılık Yapan Araç Personeli Konusunda Avrupa Anlaşması
(Hukuk) European Agreement on the Work of Personal of Vehicles Engaged in International Road Haulage
Uluslar arası Telekomünikasyon Birliği
(Hukuk) International Telecommunication Union
Uluslar arası Ticaret Örgütü
(Hukuk) International Trade Organization (ITO)
Uluslar arası Uyuşturucu Maddeleri Denetleme Organı
(Hukuk) International Narcotics Control Board
Uluslar arası işaret Kodları
(Askeri) International Code of signals
Uluslar arası kızıl haç Komitesi
(Askeri) International Committee of the Red Cross
Uluslar arası Çalışma Örgütü
(Hukuk) International Labour Organization (ILO)
Uluslar arası Ödemeler Bankası
(Hukuk) Bank for International Settlements (BIS)
Yeni Uluslar arası Ekonomik Düzen
(Hukuk) New International Economic Order
alet uçuşu meteorolojik şartları; Uluslar Arası Tıp Birliği
(Askeri) instrument meteorological conditions; International Medical Corps
anüs ile cinsel organ arası
perineum
apış arası
the space between the thighs, perineum
apış arası
perineum
apış arası
the space between two legs
ara
intermediate

She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate. - İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.

Please bring your intermediate examination certificate with you to the first day of class. - Lütfen ara sınav belgesini sınıfın ilk gününe kadar yanınızda getirin.

ara
distance; break
ara
cessation
ara
distance (between two things)
ara
intermediary, intermediate
ara
intermission

When is the intermission? - Perde arası ne zaman?

It's almost intermission. - Gösterim arası olmak üzere.

ara
chasm
ara
break (in a game); interlude; intermission
ara
interlocutory
ara
lull
ara
mediate

Interpreters mediate between different cultures. - Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.

He mediated between the two parties. - O iki parti arasında aracılık yaptı.

ara
discontinuity
ara
interruption
ara
check

Let's divide the check between us. - Hesabı aramızda paylaşalım.

The rough terrain checked the progress of the hikers. - Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.

ara
time between two events, interval
ara
idle
ara
meso
ara
breathing space
ara
recessional
ara
relations (between people)
ara
space, spacing
ara
interregnum
ara
breather
ara
idler
ara
short break; discontinuance
ara
bye
ara
{i} truce
ara
abscission
ara
{i} spread

Snorri Sturluson's stories tells, among other things, how Christianity was spread in Norway by force. - Snorri Sturluson'un hikayeleri diğer şeylerin arasında Hristiyanlığın Norveç'te nasıl zorla yayıldığını anlatır.

ara
quest

Confessions by St. Augustine tells us the timeless story of an intellectual quest that ends in orthodoxy. - Aziz Augustine tarafından yazılan İtiraflar bize ortodokslukta biten entelektüel arayışın zamansız bir hikayesini anlatır.

I called you because I need to ask you a question. - Seni aradım çünkü sana bir soru sormam gerekiyor.

ara
tween
ara
(Nükleer Bilimler) interstitial
ara
{i} respite
ara
time lag
ara
{i} spacing

Tom is always spacing out in class. - Tom her zaman derse ara veriyor.

ara
{i} recreation

Every now and then, I play tennis for recreation. - Ara sıra eğlence için tenis oynarım.

ara
surcease
ara
rootle
ara
drive

You'll be able to drive a car in a few days. - Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.

Sometimes she drives to work. - O bazen işe arabayla gider.

ara
forage
ara
{i} distance

When meeting a person for the first time, be sure to pay attention to the distance placed between yourself and your partner. - Birisiyle ilk kez karşılaştığında, kendinle arkadaşın arasına konulan mesafeye kesinlikle dikkat et.

There is a distance of four fingers between the eyes and the ears. - Gözler ve kulaklar arasında dört parmaklık bir mesafe vardır.

askeri bakanlıklar arası alım (mubaya) talebi
(Askeri) military interdepartmental purchase request
atalet ölçü birimi; imla maddeleri arası birim
(Askeri) inertial measuring unit; intermatrix unit
bakanlıklar arası telsiz danışma komitesi
(Askeri) interdepartment radio advisory committee
banka ve postane arası havale
giro
bilgi hedefleri; bilgi harekatları; istihbarat gözetimi; uluslar arası teşkilat
(Askeri) information objectives; information operations; intelligence oversight; international organization
bilgi sistemi; anahtarlar arası
(Askeri) information system; interswitch
bilgi yönetim sistemi; uluslar arası askeri personel; uluslar arası askeri stand
(Askeri) information management system; international military staff; international military standardization
bilgi yönetim subayı; Uluslar Arası Denizcilik Teşkilatı
(Askeri) information management officer; International Maritime Organization
bilimler-arası branşlar
(Eğitim) interdisciplinary
birimler arası bilgi bürosu
(Askeri) interagency information bureau
birimler arası nüve grubu
(Askeri) interagency core group
biriyle arası iyi olmak
be on good terms with
birleştirilmiş sistem testi; şehirler arası ana telefon hattı
(Askeri) integrated system test; interswitch trunk
English - English

Definition of arası in English English dictionary

ARA
Automotive Recyclers Association
ARA
Awards and Recognition Association
ARA
Aracruz Cellulose S.A
ARA
A prefix applied to ships operated by the Armada de la República Argentina (ARA)
ARA
Applied Research Associates
ARA
Australian Retailers Association
ARA
Australasian Railway Association
Ara
A constellation of the southern sky, said to resemble an altar
Ara
An appraisal designation for Accredited Rural Appraiser awarded by the American Society of Farm Managers and Rural Appraisers
Ara
AppleTalk Remote Access Protocol that provides Macintosh users direct access to information and resources at a remote AppleTalk site
Ara
AppleTalk Remote Access
Ara
AppleTalk Remote Access With ARA, you can call your desktop Mac from a PowerBook and remotely access all the available files, printers, servers, e-mail, and so on
Ara
The physical body
Ara
Apple Remote Access, a protocol allowing network access from Macintosh systems via dialup Now almost entirely obsolete
Ara
(Amateur Rowing Association) The governing body for rowing in England, responsible for organising the National Championships (NatChamps) http: //www ara-rowing org
Ara
Appleshare Remote Access
Ara
AppleTalk Remote Access A protocol (and product) that provides system-level support for dial-in (modem) connections to an AppleTalk network With ARA, you can call your desktop Mac from a PowerBook and remotely access all the available services - files, printers, servers, e-mail, etc
Ara
Accounting Research Association
Ara
macaws
Ara
a constellation in the southern hemisphere near Telescopium and Norma
Ara
Apple Remote Access A software program from Apple Computer that allows one Mac to dial another Mac via a modem and, through AppleShare and/or Personal File Sharing, access local or network resources available to the "answering" Mac (Common resources include shared directories, servers, and printers ) Although I don't cover the issue much in this book, you can do some neat things with ARA and MacTCP
Ara
Apple Remote Access, a program to allow full access to the UVA network including IP and AppleTalk services (Novell file Servers) over a phone line from a Macintosh computer
Ara
a foot, (as a verb) to go
Ara
AppleTalk Remote Access, a protocol developed by Apple to allow PowerBook and Macintosh users to connect to an AppleTalk network over phone lines
ara
The Altar; a southern constellation, south of the tail of the Scorpion
ara
A name of the great blue and yellow macaw (Ara ararauna), native of South America
ara
macaws a constellation in the southern hemisphere near Telescopium and Norma
Turkish - Turkish

Definition of arası in Turkish Turkish dictionary

apış arası
İki bacağın arasında kalan yer

Apışlarının arasına bir saç mangal alarak yakıcı soğuktan korunmaya çalışıyordu.- E. E. Talu.

ARÂ
(Osmanlı Dönemi) Avlu
ARÂ
(Osmanlı Dönemi) Mıntıka, bölge
ARÂ
(Osmanlı Dönemi) Çıplaklık
ARÂ
(Osmanlı Dönemi) Geniş, çıplak arazi
ARÂ
(Osmanlı Dönemi) Komşuluk
Ara
antrakt
Ara
(Osmanlı Dönemi) MESAFE
Ara
(Hukuk) MABEYN
Ara
mabeyin
Ara
(Hukuk) FASILA
ara
Basketbol ve voleybolda takımların dinlenmek, taktik almak ve oyun alanlarını değiştirmek için kullandıkları süre
ara
İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe
ara
Toplu bulunan nesnelerin veya kimselerin içi
ara
Roma mimarlığında üzerinde kurban kesilen sunak
ara
Güney Amerika'da yaşayan bir cins papağan
ara
Fasıla
ara
Aralık
ara
Futbol oyununun kırk beşer dakikalık iki devresi arasında verilen on beş dakikalık dinlenme süresi, haftaym
ara
İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe. İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla
ara
Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları
ara
Sunak takımyıldızının Latince adı
ara
Bir oyunda, bir filmde dinlenme süresi, antrakt
ara
Samimiyet
ara
Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi
ara
İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla
ara
Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi: "Aralarına yabancı sokmak, nezaketsizlik olur."- M. Yesarî
ara
iri gövdeli bir papağan türü
ara
Papağan türleri
ara
Toplu bulunan nesnelerin veya kimselerin içi: "Aralarında anası babası ile Binnaz'ın da bulunduğu on sekiz işçiydiler."- N. Cumalı
ara
Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre
ara
Göz alıcı parlak renkleri olan bir papağan
ara
(Osmanlı Dönemi) fâsıla
devletler arası
Birden çok devleti kapsayan veya birçok devletle ilgili olan
direkler arası
istanbul'un şehzadebaşı semtinde yer alan, XıX. yüzyılın ünlü tiyatro ve eğlence merkezi
gezegenler arası
Güneş çevresinde dolanan cisimler arasındaki boşluk
gözeler arası
Dokularda gözelerin arasında yer alan, hücreler arası
hafta arası
Hafta içi
hücreler arası
Dokularda hücrelerin arasında yer alan, gözeler arası
kentler arası
Şehirler arası
kişiler arası
Bütün insanları göz önüne alan
kişiler arası ilişki
Bireyler arasındaki toplumsal etkileşim veya karşılaşma
kulüpler arası
Birçok kulübün takımlarını karşı karşıya getiren sportif faaliyetler için kullanılır
kıtalar arası
Bütün kıtaları birbirine bağlayan, kıtalarla ilgili olan durum
mahalle arası
Mahallenin sokakları arasında kalan yer
memleketler arası
Uluslararası
milletler arası
Milletler arasında yapılan; milletler arasındaki ilişkilerle ilgili olan, uluslararası, beynelmilel, enternasyonal
tavan arası
Bir yapının tavanı ile çatı arasında kalan bölüm
toplumlar arası
Toplumları ilgilendiren durum
yıldızlar arası
Yıldızlar arasında oluşan veya bulunan durum
ÂRÂ
(Osmanlı Dönemi) f. Süsleyen. Bezeyen
çatı arası
Tavanla çatı örtüsü arasında kalan boş bölüm, tavan arası
ülkeler arası
Değişik ülkeler arasında oluşan durum
üniversiteler arası
Birçok üniversite ile ilgili olan
şehirler arası
İki veya daha çok şehir arasında ulaşım veya iletişim sağlayan
English - Turkish

Definition of arası in English Turkish dictionary

Ara
Sunak (takımyıldızı)
ara
sunak
ara
ar
arası
Favorites