The gap between them has narrowed.
- Onlar arasındaki aralık daraldı.
I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.
- Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.
There are 31 days in December.
- Aralıkta 31 gün vardır.
The trees are planted at intervals of thirty meters.
- Ağaçlar otuz metre aralıkla ekilir.
The volcano erupts at regular intervals.
- Volkan düzenli aralıklarla püskürür.
Leave the door ajar when you go.
- Gittiğiniz zaman kapıyı aralık bırakın.
The door to the house was ajar.
- Evin kapısı aralıktı.
I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.
- Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.
The gap between them has narrowed.
- Onlar arasındaki aralık daraldı.
Tom left the door open a crack.
- Tom kapıyı biraz aralık bıraktı.
The human eye is blind to nearly the entire electromagnetic spectrum, except for the very narrow range of light that falls in what we call the visible range.
- İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür,
Even though Tom eats mostly junk food, he rarely gets sick and his BMI is in the normal range.
- Tom çoğunlukla abur cubur yese de, nadiren hastalanır ve Vücut Kitle İndeksi normal aralıktadır.
He will be back a week from today, that is, on December 10.
- O, bugünden itibaren bir hafta sonra geri dönecek, yani, 10 Aralıkta.
Christmas Day is December 25th.
- Noel, 25 Aralık'tadır.