I am surprised that your family has a Japanese car.
- Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
I had my car stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
I'm getting sick of the ride.
- Ben arabaya binmekten usanıyorum.
Walk or ride your bike instead of taking a car everywhere.
- Her yerde bir arabaya binmek yerine yürü ya da bisikletine bin.
Where are the luggage carts?
- Bagaj arabaları nerede?
Tom got in the golf cart.
- Tom golf arabasına bindi.
Selling motorcars is my business.
- Arabalar satmak benim işim.
She was killed in an automobile accident.
- Bir araba kazasında hayatını kaybetti.
We are producing spare parts in an automobile factory.
- Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.
I was recently in an automobile accident.
- Geçenlerde bir araba kazası geçirdim.
I was recently in an automobile accident.
- Yakın zamanda bir araba kazası geçirdim.
He robbed the mail coach.
- O, posta arabasını soydu.
This vehicle eventually became a successful family car.
- Bu araç sonunda başarılı bir aile arabası oldu.
Gas-powered cars are the Devil's vehicle.
- Benzinli arabalar Şeytan'ın aracıdır.
Jack explained to me how to change the wheel of the car.
- Jack arabanın tekerleğinin nasıl değiştirileceğini bana anlattı.
Steering wheels of American cars are on the left side.
- Amerikan arabalarının direksiyon simitleri sol taraftadır.
Does Tom still drive a station wagon?
- Tom hâlâ steyşın araba kullanıyor mu?
Felipe has two cars and one motorcycle.
- Felipe'nin iki arabası ve bir motosikleti var.
Selling motorcars is my business.
- Arabalar satmak benim işim.
Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
- Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
Precisely at nine o'clock came the Princess in the carriage with four horses.
- Prenses saat tam dokuzda dört atlı arabasıyla geldi.
Is that your carriage?
- O senin at araban mı?