Turkish - English
Definition of arşi̇v in Turkish English dictionary
- arşiv
- archive
I created an archive of my emails.
-E-postalarımın bir arşivini oluşturdum.
Tom spent days in the archives and wrote articles at night.
-Tom arşivlerde günlerce vakit geçirdi ve geceleri makaleler yazdı.
- arşiv
- archives
Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.
-Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.
Tom spent days in the archives and wrote articles at night.
-Tom arşivlerde günlerce vakit geçirdi ve geceleri makaleler yazdı.
- arşiv
- archives belgelik
- arşiv
- records; record office; muniments
- arşiv filmi
- library film
- arşiv fotoğrafı
- stock shot
- arşiv niteliği
- archive attribute
- arşiv
- {i} archive, records
- arşiv
- (Politika, Siyaset) written record
- ulusal arşiv
- national archives
- arşivler
- chancery
- arşiv
- record office
- arşiv
- {i} muniments
- arşiv
- records
- otomatik arşiv
- (Bilgisayar) autoarchive
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of arşi̇v in Turkish Turkish dictionary
- (Hukuk) Devlet belgeleriyle tarihsel belgelerin sınıflandırılarak saklandığı yer
- arşiv
- Belgelik
Related Terms
arşi̇v
Hyphenation
ar·şi̇vResimler
History
Favorites