The ice machine is broken.
- Buz makinesi arızalı.
The clock that got broken must be repaired right away.
- Arızalı saat hemen onarılmalıdır.
This service is temporarily out of order.
- Bu hizmet geçici olarak arızalı.
This elevator is out of order.
- Bu asansör arızalıdır.
Yes, the computer is faulty.
- Evet, bilgisayar arızalıdır.
They replaced the defective TV with a new one.
- Arızalı TV yi yenisiyle değiştirdiler.
What caused the malfunction?
- Arızaya ne neden oldu?
Due to a technical malfunction, this train's service will be henceforth discontinued.
- Teknik bir arıza nedeniyle, bu trenin hizmeti bundan sonra devam etmeyecektir.
Yes, the computer is faulty.
- Evet, bilgisayar arızalıdır.
There is a fault in the electrical system.
- Elektrik sisteminde bir arıza var.
The truck had a clutch failure.
- Kamyonun bir debriyaj arızası vardı.
The vehicles are inspected for defects at least every three months.
- Araçlar arızalar için en az her üç ayda bir kontrol edilir.
A defect was found in the water-cooling circuit.
- Su soğutma devresinde bir arıza bulundu.
We are late because our car had a breakdown.
- Arabamızda bir arıza olduğu için geç kaldık.
Are you having a breakdown?
- Bir arıza mı yaşıyorsunuz?
The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.
- Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.
The programmer fixed the bug.
- Programcı arızayı düzeltti.