Search
Translation
Games
Programs
Sign up
Log In
Settings
Blog
About Us
Contact us
Account
Log In
Sign up
Settings
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
arız
Turkish - English
Definition of
arız
in Turkish English dictionary
Related Terms
arız
olmak
to happen, occur, befall (to)
Turkish - Turkish
Definition of
arız
in Turkish Turkish dictionary
Bulaşmış, musallat olmuş
Sonradan ortaya çıkan
Yanak
(Osmanlı Dönemi)
bulaşma, yaklaşma; sonradan ortaya çıkma
Related Terms
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
Dağ, bulut. v.s. gibi görmeye mâni olan herşey
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
(Arz. dan) Gelen
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
Tesadüfî vakıa
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
Yanak
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
Seyrek sakallı kimse. (Bak: İctima-i zıddeyn)
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
Ön dişlerin haricindeki onaltı dişin herbiri
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
Hasta olduğundan dolayı kesilen deve
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
Bir şeyi arz ve takdim edici olan
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
Sonradan olan şey. Bir şeyin zâtına ve hakikatına ait ve lâzım olmayıp başka bir varlıktan bazan vâki ve kaim olan. Takılan. Yapışan
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
İnsanın yanağı
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi)
Kalın ve geniş bulut
ARIZ OLMAK
(Hukuk)
Gelmek, çatmak
arız
olmak
Bulaşmak, sürekli görünür durumda olmak
arız
olmak
Sonradan ortaya çıkmak
arız
Hyphenation
a·rız
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
History
arız
More...
Clear
Favorites
More...
Clear