arız

listen to the pronunciation of arız
Turkish - English

Definition of arız in Turkish English dictionary

arız olmak
to happen, occur, befall (to)
Turkish - Turkish
Bulaşmış, musallat olmuş
Sonradan ortaya çıkan
Yanak
(Osmanlı Dönemi) bulaşma, yaklaşma; sonradan ortaya çıkma
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) Dağ, bulut. v.s. gibi görmeye mâni olan herşey
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) (Arz. dan) Gelen
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) Tesadüfî vakıa
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) Yanak
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) Seyrek sakallı kimse. (Bak: İctima-i zıddeyn)
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) Ön dişlerin haricindeki onaltı dişin herbiri
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) Hasta olduğundan dolayı kesilen deve
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyi arz ve takdim edici olan
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) Sonradan olan şey. Bir şeyin zâtına ve hakikatına ait ve lâzım olmayıp başka bir varlıktan bazan vâki ve kaim olan. Takılan. Yapışan
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) İnsanın yanağı
ÂRIZ
(Osmanlı Dönemi) Kalın ve geniş bulut
ARIZ OLMAK
(Hukuk) Gelmek, çatmak
arız olmak
Bulaşmak, sürekli görünür durumda olmak
arız olmak
Sonradan ortaya çıkmak
arız
Favorites