arılaştırma

listen to the pronunciation of arılaştırma
Turkish - English
purification, making something pure
purification
arı
bee

The girls are as busy as bees. - Kızlar, arılar kadar meşguldür.

I've been searching for my puppy for weeks. - Haftalardır yavru köpeğimi arıyorum.

arı
innocent
arı
{s} clean

I'm looking for something to clean the carpet with. - Ben halıyı temizlemek için bir şey arıyorum.

arı
distinct
arılaştırmak
refine
arılaştırmak
purify
arı
pure
arı
clear
arı
clean; pure; unadulterated; innocent
arı
wasp

I got a nasty sting from a wasp. - Bir yaban arısı beni soktu.

Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through. - Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.

arı
(Tabiat Doğa) (böcek, haşere, Fam: zarkanatlılar, gışâiyülcenah) [syn.: arı, bal arısı] bee
arı
unspotted
arı
quit
arılaştırmak
to purify
arılaştırmak
to purify, to refine