Definition of aptal in Turkish English dictionary
- silly
His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
- Ebeveynlerinin görüşü onun kazancını aptal bir kıza harcadığı idi!
It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
- Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
- stupid
It is stupid of you to believe in him.
- Ona inanman aptallıktır.
It was stupid of you to believe in him.
- Ona inanmakla aptallık ettin.
- foolish
They said the deal was foolish.
- Onlar anlaşmanın aptalca olduğunu söyledi.
They tried to make each other look foolish.
- Onlar birbirlerini aptal göstermeye çalıştılar.
- fool
Don't call that student a fool.
- O öğrenciye aptal deme.
A fool and his money are soon parted.
- Aptal ve parası çabuk ayrılırlar
- dummy
I thought you were a dummy.
- Ben senin bir aptal olduğunu düşünüyordum.
- idiot
Idiot! She's not being honest when she says she loves you. Haven't you figured it out yet? She's just a gold digger.
- Aptal! Seni sevdiğini söylediğinde dürüst olmuyor. Hâlâ anlamadın mı? O, tam bir altın arayıcısı.
His boyfriend is an idiot.
- Onun erkek arkadaşı aptal.
- dumb
Not all blondes are dumb.
- Tüm sarışınlar aptal değildir.
He is too dumb to fear danger.
- O, tehlikeden korkmayacak kadar aptaldır.
- thickheaded
- birdbrain
- (deyim) goof
Tom does do some goofy things.
- Tom bazı aptalca şeyler yapıyor.
You goofed, didn't you?
- Sen aptalca davrandın, değil mi?
- (Argo) dumb ass
- barmy
- (Argo) harebrain
- half-wit
- dumb-bell
- crass
- daft
- blockhead
- (Argo) featherbrain
- cockeyed
- (Argo) bird brain
- dunny
- gaby
- fat-head
- imbecile
This imbecile has sharp teeth.
- Bu aptalın keskin dişleri var.
- (Argo) rattlebrain
- goosey
- half-witted
- witless
- ditzy
- (Argo) nut
- chump
- (Konuşma Dili) dim-wit
- vacuous
- fat-headed
- gobemouche
- twirp
- (deyim) jackass
- asses
- (Argo) flibbertigibbet
- (Konuşma Dili) lamebrain
- (deyim) half-baked
- (Argo) sawney
- dumbed
- (Argo) crank
- besotted
- (Argo) screwball
- ideot
- idiotical
- puddinghead
- (Argo) featherhead
- nidget
- dorky
- nong
- schnook
- (Argo) scatterbrain
- (Argo) jobbernowl
- dork
- (Argo) dumbass
It's better to be alone than with some dumbass by your side.
- Yalnız olmak yanında birkaç aptalla birlikte olmaktan daha iyidir.
- (Argo) dweeb
- sheepshead
- (deyim) bozo
What do you say we ditch this bozo and have some fun?
- Bu aptaldan kurtulup biraz eğlenmeye ne dersiniz?
- muddleheaded
- (deyim) goose
- (Argo) lunatic
- goofball
- (deyim) hare-brained
- (Argo) schmo
- bird-brained
- (Argo) dingleberry
- aptal yerine koymak
- fool
Is it hard to fool you?
- Seni aptal yerine koymak zor mu?
Tom didn't want to make a fool of himself.
- Tom kendini aptal yerine koymak istemedi.
- aptal durumuna düşürmek
- (deyim) make a fool of
- aptal yerine koymak
- make a fool of somebody
- aptal yerine koymak
- (deyim) make a fool of
- aptal altını
- fool's gold
- aptal bir şekilde
- witlessly
- aptal kimse
- fool
- aptal kutusu
- Boob tube, television
- aptal yerine koyma
- fool of
- aptal adam
- galoot
- aptal aptal dolaşmak
- mooch
- aptal aptal konuşmak
- tittle tattle
- aptal aşık
- fancy man
- aptal aşık gibi bakmak
- (Konuşma Dili) caste sheep's eyes
- aptal aşık gibi bakmak
- (Konuşma Dili) make sheep's eyes
- aptal dahi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) idiot savant
- aptal durumuna düşmek
- (deyim) have egg on one's face
- aptal durumuna düşürmek
- score off
- aptal durumuna düşürmek
- stultify
- aptal durumuna düşürmek
- score smb. off
- aptal kadın
- foolish woman
- aptal kimse
- cluck
- aptal kişi
- wally
- aptal kişi
- foolish person
- aptal kutusu
- boob tube
- aptal numarası yapma
- tarradiddle
- aptal numarası yapma
- taradiddle
- aptal numarası yapmak
- (deyim) play the fool
- aptal numarası yapmak
- affect stupidity
- aptal numarası yapmak
- (deyim) act the fool
- aptal numarası yapmak
- play the village idiot
- aptal sarışınlık yapmak
- (Argo) blonde moment
- aptal tip
- goosey
- aptal yerine koymak
- befool
- aptal yerine koymak
- to make a fool of sb, to fool
- dili aptal
- lamebrain
- seni aptal
- you stupid
- seni aptal!
- you idiot!
- aptallar
- geese
- aptallar
- fools
Why do fools fall in love?
- Neden aptallar aşık olur?
We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
- Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
- bana aptal dedin
- you called me stupid
- allah'ın belâsı aptal
- damned fool
- son derece aptal
- deadly dull
- ta ki so that even: En sade bir üslupla yazdı, ta ki en aptal okuyucu anlasın. H
- in the simplest of styles, so that even the stupidest reader might understand it
- yeterince aptal
- (deyim) fool enough
- çok aptal
- a bit of a fool