apt to provoke a fight

listen to the pronunciation of apt to provoke a fight
English - Turkish

Definition of apt to provoke a fight in English Turkish dictionary

fighting
kavga

Kavga ettiği için okuldan kovuldu. - He was expelled from school for fighting.

Tom her zaman kavga ediyor gibi görünüyor. - Tom always seems to be fighting.

fighting
{s} savaşan
fighting
dövüş

Tom dövüşmüyor, değil mi? - Tom isn't fighting, is he?

Lütfen dövüşmeyi bırakın. - Please stop fighting.

fighting
mücadele

Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim. - They're fighting fiercely now but I assure you they'll bury the hatchet before long.

Ben sonuna kadar mücadeleye niyet ediyorum. - I intend on fighting till the end.

fighting
harp
fighting
{s} savaş

Sokaklarda savaş vardı. - There was fighting in the streets.

Savaş bir hafta sürdü. - The fighting lasted one week.

fighting
savaşarak

O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı. - He was a brave warrior who had spent most of his life fighting his enemies.

fighting
{s} mücâdeleye hazır
fighting
(Askeri) SAVAŞ: Taktik alanda, yapılan bir savaş içinde bilfiil çarpışmalar
fighting
{i} mücâdele

Japon ve Amerikan güçleri hâlâ acımasızca mücadele ediyorlardı. - Japanese and American forces were still fighting bitterly.

Ben sonuna kadar mücadeleye niyet ediyorum. - I intend on fighting till the end.

fighting
{s} savaşçı

O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı. - He was a brave warrior who had spent most of his life fighting his enemies.

English - English
fighting
apt to provoke a fight

    Hyphenation

    apt to pro·voke a fight

    Turkish pronunciation

    äpt tı prıvōk ı fayt

    Pronunciation

    /ˈapt tə prəˈvōk ə ˈfīt/ /ˈæpt tə prəˈvoʊk ə ˈfaɪt/
Favorites