Seyirci beğenerek alkışladı.
- The audience applauded approvingly.
Tom onaylayarak başını salladı.
- Tom nodded approvingly.
Tom onaylayarak izledi.
- Tom watched approvingly.
Tom bunu kabul etmek zorunda.
- Tom has to approve this.
İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.
- The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.
Tüm delegeler, onu onaylamak için oy verdi.
- All the delegates voted to approve it.
Ben, öneriyi onaylıyorum.
- I approve the suggestion.
Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
- Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
Annem sonunda planımızı onayladı.
- My mother finally approved of our plan.
Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
- Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
Bazı insanlar profesyonel beyzbolü tasvip etmiyor.
- Some people don't approve of professional baseball.
Tom Mary'nin giyinme tarzını tasvip etmedi.
- Tom didn't approve of the way Mary dressed.
Antlaşma kabul edildi.
- The treaty was approved.
Takım onun önerisini kabul etti.
- The team approved his proposal.
They approved of the political institutions.
His account . . . approves him a man of thought.
We approve the measure of the administration, for it is an excellent decision.