Bebeğiniz pişiklere eğilimli ise, bebeğinizin altını temizledikten sonra bebek bezi kremi, toz veya vazelin uygulamak isteyebilirsiniz.
- If your baby is prone to rashes, you may want to apply diaper cream, powder, or petroleum jelly after cleaning your baby's bottom.
Başvurmak için bizzat gitmelisin.
- In order to apply, you have to go in person.
Bir iş için başvurmak istiyorum.
- I'd like to apply for a job.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Yasa bu durumda uygulanmaz.
- The law doesn't apply to this case.
Eğer sistem istikrarlı değilse, son değer teoremi uygulanmaz.
- The final value theorem does not apply if the system is not stable.
Tom Mary'den vize için nasıl başvurulacağını öğrenmesini rica etti.
- Tom asked Mary to find out how to apply for a visa.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
O, işsizlik yardımı için başvurmak istiyor.
- He wants to apply for JSA.
Bir vize için başvurmak istiyorum.
- I'd like to apply for a visa.
IT için Microsoft'a başvurmalısın.
- You should apply to Microsoft for the IT job.
Dünyanın her yerinden binlerce insan, NASA astronotu olmak için başvuruyor.
- Thousands of people from all over the world apply to become NASA astronauts.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Yaşı ne olursa olsun, herkes iş için başvuruda bulunabilir.
- Regardless of age, everybody can apply for it.
Bu sadece eril isimlere mi uygulanır?
- Does it only apply to masculine nouns?
Yasa bu durumda uygulanmaz.
- The law doesn't apply to this case.
Bugünün kuramsal matematiği yarının uygulamalı matematiğidir.
- Today's pure mathematics is tomorrow's applied mathematics.
Botanik, uygulamalı bir bilim dalıdır.
- Botany is an applied science.
Tolerans kötülüğe uygulandığında bir suç olur.
- Tolerance becomes a crime when applied to evil.
Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.
- Science can be dangerous when applied carelessly.
Bugünün nazari matematiği yarının tatbikî matematiğidir.
- Today's pure mathematics is tomorrow's applied mathematics.
Bu kural her durumda uygulanamaz.
- This rule can't be applied to every situation.
Bu kural her durumda uygulanamaz.
- This rule cannot be applied in every case.
Bu bir yasadır, bu yüzden herkese uygulanır.
- This is a law, so it applies to everybody.
Bu baskıyı kim uyguluyor?
- Who's applying this pressure?
Many of them don't know it, but almost a third of the inmates are eligible to apply for parole or work-release programs.
I applied myself to him for help.
Yet God at last To Satan, first in sin, his doom applied.
That rule only applies to foreigners.
Apply thine heart unto instruction, and thine ears to the words of knowledge.
His parents wished he'd applied himself better while he was in school.
... we will apply all of this for you on all of your photographs ...
... We think you're going to love it when we apply this across ...