Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

apparel, clothing

listen to the pronunciation of apparel, clothing
English - Turkish

Definition of apparel, clothing in English Turkish dictionary

dress
{i} giyim

Mary her zaman bakımlı ve modaya uygun olarak giyimlidir. - Mary is always well-groomed and fashionably dressed.

Tom düzgün giyimlidir. - Tom is neatly dressed.

dress
{f} giydirip kuşatmak
dress
{i} giysi

Onun giysisinin basitliğini seviyorum. - I like the simplicity of her dress.

Tom John'ınkine benzer giysiler giymişti. - Tom was dressed in clothes similar to John's.

dress
taş yontmak
dress
donatmak
dress
urba
dress
entari
dress
saç yapmak
dress
elbiselik
dress
elbise

O beyaz elbise sana yakışıyor. - That white dress looks good on you.

Bu elbiseler çok büyük. - These dresses are too large.

dress, clothing, apparel
elbise, giyim, konfeksiyon
dress
{f} şekil vermek
dress
yaraya pansuman yapmak
dress
(Askeri) HİZAYA GELMEK: Yanaşık düzen hareketlerinde düzgün bir cephe meydana getirmek
dress
tedavi etmek taramak
dress
ekip biçmek giyinmek
dress
{f} süslemek
dress
hizaya gi
dress
{f} hizalanmak
dress
{f} düzenlemek, süslemek
English - English
dress
{i} vesture