Ona özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
- I called Susan to apologize to her, but she hung up on me.
Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.
- There is nothing to do but apologize.
Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
- I don't have to apologize for what I said.
Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
- I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
My correspondent apologized for not answering my letter.
... But I will never apologize for making sure that we have ...
... that goal. >> PHILLIPS: Great. So I apologize for the ...