Birkaç imla hatasının dışında, o iyi bir evrak.
- It's a good paper, apart from a few spelling mistakes.
Birkaç hatanın dışında, kompozisyonun mükemmeldi.
- Apart from a few mistakes, your composition was excellent.
Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır.
- Apart from Barack Obama, all US presidents were white.
Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor.
- Apart from his parents, no one knows him very well.
O, ailesinden ayrı yaşıyor.
- He lives apart from his family.
Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
- I like to take things apart to see what makes them tick.
Elektrikli cihazları parçalarına ayırmayı seviyor.
- He likes to take electric devices apart.
Çocuk radyoyu parçalara ayırdı.
- The boy took the radio apart.
Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor.
- Apart from his parents, no one knows him very well.
Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez.
- Apart from my sister, my family doesn't watch TV.
Tom benim yerimden uzakta olmayan bir apartmanda yaşıyor.
- Tom lives in an apartment not far from my place.
Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır.
- For many books, the covers are too far apart.
Şeyler parça parça oluyor.
- Things are coming apart.
All right, but apart from the sanitation, the medicine, education, wine, public order, irrigation, roads, a fresh water system, and public health, what have the Romans ever done for us? - Life of Brian.
A handful of examples apart, an English preposition precedes its complement.
... also proposing, separate and apart from the jobs bill, ...
... Second is that apart from the death of the article, isn't ...