anything tangible that is produced and admitted in evidence during a trial

listen to the pronunciation of anything tangible that is produced and admitted in evidence during a trial
English - Turkish

Definition of anything tangible that is produced and admitted in evidence during a trial in English Turkish dictionary

exhibit
{f} sergilemek

Tom'un karısı, mücevherlerini sergilemekten hoşlanıyor. - Tom's wife loves to exhibit her jewelry.

exhibit
{i} sergi

Sergi bir ziyarete oldukça değer. - The exhibition is well worth a visit.

Tom, Mary'ye John'un sanat sergisine gidip gitmeyeceğini sordu. - Tom asked Mary if she'd go to John's art exhibit.

exhibit
{i} ibraz edilen belge
exhibit
teşhir

Bir teşhirci bir sapık için ideal bir ortak olurdu. - An exhibitionist would be the ideal partner for a voyeur.

Tüm bu teşhirciliğe karşı nefret hissediyorum. - I feel an aversion toward all this exhibitionism.

exhibit
izhar etmek
exhibit
sergileme

Tom'un karısı, mücevherlerini sergilemekten hoşlanıyor. - Tom's wife loves to exhibit her jewelry.

Tom herhangi bir şiddet eğilimi sergilemedi. - Tom has never exhibited any violent tendencies.

exhibit
{f} sergile

Lütfen sergilere dokunma. - Please don't touch the exhibits.

Lütfen sergileri ellemeyin. - Please do not handle the exhibits.

exhibit
teşhir etmek
exhibit
göstermek
exhibit
{f} (bir duygu veya niteliği) göstermek
exhibit
{f} sunmak
exhibit
(Askeri) TEŞHİR, GÖSTERMEK, VESİKA, İBRAZ ETMEK, DAVA AÇMAK
exhibit
arz etmek
exhibit
{i} sergilenen şey
exhibit
vesika gösterme
exhibit
(Tıp) İlaç olarak vermek
exhibit
mahkemeye veya hakemlere ibraz olunan vesika veya delil
exhibit
dava esnasında vesika veya delil ibraz etmek
English - English
exhibit
anything tangible that is produced and admitted in evidence during a trial

    Hyphenation

    a·ny·thing tan·gi·ble that I·s pro·duced and ad·mit·ted in e·vi·dence dur·ing a tri·al

    Turkish pronunciation

    enithîng täncıbıl dhıt îz prıdust ınd ıdmîtıd în evıdıns dyûrîng ı trayl

    Pronunciation

    /ˈenēˌᴛʜəɴɢ ˈtanʤəbəl ᴛʜət əz prəˈdo͞ost ənd ədˈmətəd ən ˈevədəns ˈdyo͝orəɴɢ ə ˈtrīl/ /ˈɛniːˌθɪŋ ˈtænʤəbəl ðət ɪz prəˈduːst ənd ədˈmɪtəd ɪn ˈɛvədəns ˈdjʊrɪŋ ə ˈtraɪl/
Favorites