any small, hard particle, as of sand, sugar, salt, etc

listen to the pronunciation of any small, hard particle, as of sand, sugar, salt, etc
English - Turkish

Definition of any small, hard particle, as of sand, sugar, salt, etc in English Turkish dictionary

grain
{i} tanecik
grain
(Mühendislik) tane

Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir. - Even a blind chicken can find a grain of corn.

Tek bir tane pirinci israf etmeyin! - Waste not a single grain of rice!

grain
tahıl

Onlar birçok ülkeye tahıl ihracatı yapıyorlar. - They export grain to many countries.

Almanya tahıl ihraç ediyor mu? - Does Germany export grain?

grain
greyn
grain
(Gıda) hububat tanesi
grain
(Tekstil) kumaş çizgisi
grain
zerrecik
grain
parça
grain
zerre

Onun hikayesinde bir zerre gerçek yok. - There is not a grain of truth in his story.

grain
tohum

Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler. - Farmers sow grain seeds in spring.

grain
mermer taklidi boyamak
grain
{f} damarlı yapmak
grain
{i} (arpa, buğday, mısır v.b.) tane: three grains of wheat üç buğday tanesi
grain
{i} (bir ağaç parçasının içindeki)
grain
(isim) tane, tahıl, tanecik, zerre, granül, damar, çizgi, damarlı yüzey
grain
ağaç damarlarını taklit edercesine boyamak
grain
{i} damarlı yüzey
grain
(Tıp) Eczacı tartısında 0.065 gram
grain
hububat,tohum
English - English
grain
any small, hard particle, as of sand, sugar, salt, etc
Favorites