English - Turkish
Definition of any schedule or system of rates, changes, etc in English Turkish dictionary
- tariff
- gümrük vergisi
- tariff
- tarife
Biz tarifeyi düşürmeyi umuyoruz.
-We hope to lower the tariff.
Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
-High tariffs have become a barrier to international trade.
- tariff
- {i} fiyat listesi
- tariff
- bildirmelik
- tariff
- (Ticaret) koruyucu gümrük vergisi
- tariff
- {i} gümrük
Başkan Arthur gümrük vergilerini düşürmek istedi.
-President Arthur wanted to reduce the tariffs.
Cleveland yüksek gümrük vergilerinin yanlış olduğuna karar verdi.
-Cleveland decided that high tariffs were wrong.
- tariff
- ithalât veya ihracat üzerine hükümetin koyduğu vergi
- tariff
- preferential tariff dost memleketlere uygulanan indirimli gümrük tarifesi
- tariff
- gümrük tarifesi yapmak
- tariff
- vergi koymak
- tariff
- (fiil)rgilendirmek, tarife uygulamak
- tariff
- tarife/vergi
- tariff
- tarife uygulamak
- tariff
- {i} (otel/motel/pansiyon için) tarife
- tariff
- {i} (ithalat/ihracat üzerine konulan) vergi
- tariff
- vergilendirmek
Related Terms
English - English
Definition of any schedule or system of rates, changes, etc in English English dictionary
- tariff
any schedule or system of rates, changes, etc
Hyphenation
a·ny sched·ule or sys·tem of rates, changes, etcPronunciation
Resimler
Favorites