Definition of any piece of writing or object being studied in English Turkish dictionary
- text
- metin
Az önce Tom'dan bir metin aldım.
-I just got a text from Tom.
Bu metini çevirmek için vaktim yok.
-I don't have time to translate this text.
- text
- (Bilgisayar) metneçevir
- text
- konu
Bu kitapta o kadar çok konu yok.
-There's not so much text in this book.
Sınıfta mesajlaşırken yakalandığı için Mary'nin telefonuna el konuldu.
-Mary's phone was confiscated because she was caught texting in class.
- text
- parça
- text
- tekst
Bangladeş'te bir tekstil fabrikası çöktüğünde 1000 işçiden daha fazlası öldü.
-More than a 1000 workers died when a textile factory collapsed in Bangladesh.
Tekstil fabrikasının pencereleri demir çubuklarla donatılmış bu yüzden fabrikada yangın çıktığında işçilerden çoğu öldü.
-The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.
- text
- İncil'de ayet
- text
- (Askeri) METİN: Bir haberde, gönderen makamın bildirmek istediği bilgiyi teşkil eden kısım. Ayrıca bak "plain text, encrypted text"
- text
- {i} İncil'den kısa bölüm
- text
- (Dilbilim) SÖZ(Söylem çözümlemesi)İletişimsel amacı olan ve bir bağlam içinde bulunan herhangi bir söz, ses, görsel vs. Bağlama bir söz (text) ile müdahil olabiliriz ve sözü(text) kullanarak iletişiriz.METİN (METİN DİLBİLİM)İletişimsel bir amacı bulunan, içerik biçim özellikleri ve metinsellik kriterleri ile değerlendirilebilen yazılı/sözlü dil bütünü
- text
- Cep telefonu ile kısa mesaj yollamak
- text
- incilden kısa bölüm
- text
- {i} yazının aslı
Related Terms
Definition of any piece of writing or object being studied in English English dictionary
- text