English - Turkish
Definition of any piece of equipment, mechanical or electric; a hosehold appliance in English Turkish dictionary
- device
- alet
Edison teksir için bir alet icat etti.
-Edison invented a device for duplication.
Bu alet faydalı olabilir.
-This device may come in handy.
- device
- tertip
- device
- (Tıp) Araç, alet
- device
- {i} plan, yol, yöntem
- device
- (Biyokimya,Dilbilim) düzenek
- device
- buluş
- device
- işleyiş
- device
- plan
- device
- aygıt
Bu makinede bir güvenlik aygıtı yok.
-This machine doesn't have a safety device.
Piller, kimyasal enerjiyi elektriğe dönüştüren aygıtlardır.
-Batteries are devices that convert chemical energy to electricity.
- device
- plan/simge/alet
- device
- {i} oyun
- device
- işaret Ieft to his own devices kendi haline bırakılmış
- device
- aygıt,cihaz
- device
- (isim) alet; hile, oyun; arma; eğilim; istek; cihaz, makine; işaret, nişan
- device
- {i} hile
- device
- {i} arma
- device
- aygıt, bilgisayar sisteminin bir parçası ( yazıcı, fare vs )
Related Terms
English - English
Definition of any piece of equipment, mechanical or electric; a hosehold appliance in English English dictionary
- device
any piece of equipment, mechanical or electric; a hosehold appliance
Hyphenation
a·ny piece of equipment, me·cha·ni·cal or electric; a hosehold ap·pli·ancePronunciation
Resimler
History
Favorites