O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
- He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
Sözüne sadık olmalısın.
- You must be faithful to your word.
Köpeklerin vefakarlığı bizi etkiler.
- Dogs' faithfulness impresses us.
Sadakat bir erdemdir.
- Faithfulness is a virtue.
Sen sadakatı nasıl tanımlardın?
- How would you define faithfulness?