any great wickedness or sin; iniquity

listen to the pronunciation of any great wickedness or sin; iniquity
English - Turkish

Definition of any great wickedness or sin; iniquity in English Turkish dictionary

crime
{i} suç

Polis, suçu çözmek için yola çıktı. - The police set out to solve the crime.

Savaş, insanlık dışı bir suçtur. - War is a crime against humanity.

crime
{i} aptallık
crime
mantıksızlık
crime
cürm
crime
mantıksızca hareket
crime
ayıp/suç
crime
cezalandırmak
crime
{i} suç, cürüm
crime
suçlu bulmak
crime
{i} cinayet

Tom herhangi bir cinayetle suçlanmadı. - Tom has not been charged with any crime.

Cinayet neredeyse mükemmeldi. - The crime was almost perfect.

crime
{i} sabıka
crime
{i} cinayet romanı
crime
{i} yüz karası
crime
{i} günah, acımaya yol açacak kötü davranış
English - English
crime
any great wickedness or sin; iniquity
Favorites