Turkish - English
Definition of antlaşmanın in Turkish English dictionary
- treaty of
- antlaşma
- {i} treaty
Spain approved the treaty.
-İspanya antlaşmayı onayladı.
The two sides signed a peace treaty.
-Iki taraf bir barış antlaşması imzaladı.
- antlaşma
- pact
- antlaşma
- {i} alliance
- Antlaşmanın 252. maddesinde öngörülen usule uygun şekilde hareket ederek
- (Hukuk) acting in accordance with the procedure laid down in article 252 of the Treaty
- antlaşmanın amaç ve kapsamı
- (Hukuk) aim and scope of the treaty
- antlaşmanın tadili
- (Hukuk) amendment to a Treaty
- antlaşma
- agreement
- antlaşma
- concord
- antlaşma
- (Politika, Siyaset) energy community
- antlaşma
- (Ticaret) convention
- antlaşma
- steel community
- antlaşma
- clause
- antlaşma
- compact
- antlaşma
- convenant
- Antlaşma
- (Hukuk) (Birleşme Antlaşması) Treaty Establishing a Single Council and a Single Commission of the European Communities (Merger Treaty) (1965)
- antlaşma
- league
- antlaşma
- concordat
- antlaşma
- alliance; treaty
- antlaşma
- pact, treaty
- antlaşma
- solemn agreement, pact
- antlaşma
- covenant
- antlaşma
- (Hukuk) treaty, convention, pact
- bir antlaşmanın yalnız taraf olanlar arasında hüküm ifade etmesi
- (Hukuk) res inter alios acta
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of antlaşmanın in Turkish Turkish dictionary
- Antlaşma
- (Hukuk) ANTANT
- Antlaşma
- ahit
- Antlaşma
- muahede
- Antlaşma
- (Hukuk) PAKT
- antlaşma
- Bu durumu belirten belge
- antlaşma
- İki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta iş birliği gibi konularda kararlaştırdıkları ilkelere uygun davranmayı kabul etmeleri durumu, ahit, muahede, pakt
- antlaşma
- İki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta ittifak gibi konularda üstlenmelerini belirttikleri belge ve belgede belirtilen durum, muahede, pakt
Related Terms
antlaşmanın
Hyphenation
ant·laş·ma·nınResimler
History
Favorites