İnkâr etmek yararsız olacaktı.
- Denial would have been useless.
Burada yararsız bir sürü ıvır zıvırdan başka bir şey yok.
- There's nothing in here but a lot of useless junk.
Veri tamamen işe yaramaz.
- The data was completely useless.
Keşke böyle işe yaramaz bir şey almasaydım.
- I wish I had not bought such a useless thing.
İnsanların söylemek istemediği şeyleri tercüme etmek faydasızdır.
- It's useless to translate things that people don't want to say.
Bilgi oldukça faydasızdı.
- The information was quite useless.
Onun önerileri tamamen kullanışsız.
- His suggestions are completely useless.
Makine çevirisi neden kullanışsızdır?
- Why is machine translation useless?
Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz.
- Nature does nothing uselessly.