Tom bizim fikirlerimizi sormadı.
- Tom didn't ask for our opinions.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
O görüşlerinde esnektir.
- She is flexible in her opinions.
O, her zaman karısının görüşlerine değer verir.
- He always values his wife's opinions.
Roma'da bütün görülecek yerleri bir günde görmek imkansızdır.
- It's impossible to see all the sights in Rome in one day.
Buralarda görülmeye değer yerler nedir?
- What are the main sights around here?
Biz Yokohama'nın görülmeye değer yerlerini gezdik.
- We did the sights of Yokohama.
Son gelişmeler onların seyahat planlarını değiştirmelerine neden oldu.
- Recent developments caused them to change their travel plans.
Bu planları erteleyeceğiz.
- We'll put these plans on ice.
Bir erkeği düşmanlarının düşünceleriyle yargılama.
- Don't judge a man by the opinions of his enemies.
Kendi düşüncelerimi ifade etme hakkım var.
- I have the right to express my own opinions.