Büyük duyurular beklenmiyor.
- No major announcements are expected.
Yapacak küçük bir duyurum var.
- I have a little announcement to make.
Tom yapacak bir duyurusunun olduğunu söylüyor.
- Tom says he has an announcement to make.
Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.
- The television show was interrupted by a special news report.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
- Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
Biz tüm personel salonlarında duyuru ilan edeceğiz.
- We will post the announcement in all the staff lounges.
Gazeteye bir ilan verdi.
- He put an announcement in the newspaper.
Dünyada bu hastalığı tedavi edebilen az sayıda uzman var.
- There are few specialists in the world who can treat this disease.
Hastalığın daha da kötüleşirse, bir uzman doktoru ara.
- If your illness becomes worse, call in a specialist.
Aşk hayatına özellikle dikkat etmen önemlidir.
- It is important to pay special attention to your love life.
Olağanüstü bir toplantıya gitmem gerekiyor.
- I have to go to a special meeting.
This announcement was made during the first training session.
He raised his hand to make his announcement and said Excuse me everyone, I have an announcement to make..
... The announcements today are a really good sign of the ...
... And today we have announcements ...