Buralarda iyi bir yiyecek bulmanın ne kadar zor olduğuna inanamıyorum.
- I can't believe how hard it is to find decent grub around here.
Tom Boston'da iyi bir iş bulamadı, bu yüzden Şikago'ya taşındı.
- Tom couldn't find a decent job in Boston, so he moved to Chicago.
Kabul edilebilirler ve edilemezler arasında ince bir çizgi vardır.
- There's a fine line between what's acceptable and what's not.
Tom'un davranışları kabul edilebilir değildi.
- Tom's behavior wasn't acceptable.