Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
- If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
Birçok kişi reklam tarafından aldatıldı.
- Many people were deceived by the advertisement.
Yeni yayınlar için gazeteye bir reklam koydum.
- I put an advertisement for the new publications in the newspaper.
Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
- If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
Akşam yemeğinden sonra, bir film duyurusu yapılır.
- After dinner, a movie announcement is made.
Tom yapacak bir duyurusunun olduğunu söylüyor.
- Tom says he has an announcement to make.
Biz tüm personel salonlarında duyuru ilan edeceğiz.
- We will post the announcement in all the staff lounges.
Gazeteye bir ilan verdi.
- He put an announcement in the newspaper.
New York Times'daki son ilanınızdan etkilendim.
- I am impressed by your recent advertisement in the New York Times.
İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.
- Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone.