Keşke arabamı sürmeseydin.
- You'd better not have driven my car.
O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
- She has never been in a car driven by him.
Bunu hareket ettirelim.
- Let's get this moved.
Tom saksıyı sola doğru hareket ettirdi ve gizli kapıyı kaydırarak açtı.
- Tom moved the flower pot to the left and the secret door slid open.
Like most of the lawyers that I know, Rachel is driven.
Tom azimli, değil mi?
- Tom is driven, isn't he?
Tom çok azimli, değil mi?
- Tom is very driven, isn't he?
Test driven development.
The mathematicians of the time was driven by curiosity.
Ben hikaye tarafından etkilenmiştim.
- I was moved by the story.