Geminin bir işaretli listesi vardı.
- The ship had a marked list.
Bu oyun kartları işaretlidir.
- These playing cards are marked.
Şeytan boyalı olduğu kadar siyah değil.
- The devil is not so black as he is painted.
Ahırlar kırmızı boyalıdır, çünkü kırmızı boya ucuzdur.
- Barns are painted red because red paint is cheap.
Mary'nin tırnakları parlak kırmızıya boyanmış.
- Mary's nails were painted a bright red.
Evin önü beyaz boyanmıştır.
- The front of the house is painted white.
Takvimimde doğum gününü işaretledim.
- I marked your birthday on my calendar.
Biz HTML'nin, temel bir kural olarak, açık ve kapalı etiketlerle işaretlenmiş elementler olduğunu açıkladık.
- We have explained that HTML is, as a basic rule, elements marked up with open and close tags.
İki fikir arasındaki zıtlık çok belirgin.
- The contrast between the two ideas is very marked.
Onlar arasında belirgin bir fark var.
- There is a marked difference between them.