Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- In the beginning God created the heaven and the earth.
Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak.
- She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Önümüzdeki hafta başlayarak yeni bir ders kitabı kullanacağız.
- Beginning next week, we'll be using a new textbook.
Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
- The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
- The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
1. The advent of revolution.
2. The advent of technology.
She didn't like horsemeat, initially.
- Anfänglich mochte sie kein Pferdefleisch.
It was much worse than we initially thought.
- Es war viel schlimmer, als wir anfangs dachten.