anfahren

listen to the pronunciation of anfahren
German - Turkish
çarpmak; çıkışmak, terslemek, azarlamak; (taşıtla) götürmek; (taşıtla) gelmek, varmak; (gemiden) karaya çıkmak
{'anfelih} kolay hastalanan
v. harekete geçmek; çarpmak
terslemek
English - Turkish

Definition of anfahren in English Turkish dictionary

hit
{i} vurma

Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç! - Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists!

Ben gerçekten birine vurmalıyım. - I really need to hit somebody.

hit
{f} yumruk atmak
hit
vurgun
hit
çok sevilen
hit
uyuşmak
hit
yakalama
hit
patlatmak
hit
darbe
hit
çarptırmak
hit
{f} vur

8.8 büyüklüğündeki büyük deprem bugün Japon adalarını vurdu. - A massive earthquake of magnitude 8.8 hit the Japanese islands today.

Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu. - An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.

hit
tokat
hit
yumruk

Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç! - Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists!

Sami iki yumrukla Layla'yı dövdü. - Sami hit Layla with both fists.

hit
götürmek

bir kızı götürmek.

hit
{i} laf çaktırma
hit
{i} başarı

Herkes müzikalin büyük bir hit olmasını bekliyordu fakat o başarılı olmaktan çok uzaktı. - Everybody expected the musical to be a great hit, but it was far from being a success.

Yeni film büyük bir başarıydı. - The new movie was a big hit.

hit
{f} varmak
hit
muvaffakıyet
hit
{i} şans

Tom sana çarpmadığı için şanslısın. - You're lucky Tom didn't hit you.

Şansım varken Tom'u vurmalıydım. - I should've hit Tom while I had the chance.

hit
taş/hit/vuruş
hit
argo üstün başarı sağlamak