Su boruları dondu ve sonra patladı.
- The water pipes froze and then burst.
Bifteğini bitir ve sonra bir şeker alabilirsin.
- Eat up the steak and then you can have a candy.
Ara sıra ondan haber alıyorum.
- I hear from him every now and then.
Tom ara sıra bizi ziyarete gelir.
- Tom comes to visit us every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Arada sırada birlikte alışverişe gittiler.
- Every now and then they went shopping together.
O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
- He still comes to see me now and then.
Ara sıra onunla okulda karşılaşırım.
- I meet her at school now and then.
Hemen karar vermek zorundaydım.
- I had to decide right then and there.
Onun tekrar olmamasına asla izin vermemeye hemen karar verdim.
- I decided then and there to never let that happen again.
It created a disruption, and then some.
Call your mother now and then and let her know you care.
... here. Congress cancelled our machine in 1993, and then gave us a second billion dollars ...
... disambiguate, to choose which one you want and then show you ...