Şanssızlık hayatı boyunca onun yakasını hiç bırakmadı.
- Misfortune dogged him all his life.
Aksilikler asla tek başlarına gelmezler.
- Misfortunes never come singly.
Başarısızlığını kötü şansa bağladı.
- She blamed her failure on bad luck.
Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.
- I don’t believe that black cats cause bad luck.
Onun şanssızlığı ona sempati kazandırdı.
- His misfortune gained him sympathy.
Kara kedi uğursuzluk getirir.
- Black cats bring bad luck.
Onu söylemek uğursuzluk getirir.
- It's bad luck to say that.
Açlık en büyük sosyal felaketlerden biridir.
- Hunger is one of the largest social misfortunes.
Felaketler hep peş peşe gelirler.
- A misfortune never comes alone.