an unexpected victory of a competitor that was not favored

listen to the pronunciation of an unexpected victory of a competitor that was not favored
English - Turkish

Definition of an unexpected victory of a competitor that was not favored in English Turkish dictionary

upset
üzmek

Tom'u üzmek istemiyorduk. - We didn't want to upset Tom.

Kimseyi üzmek istemiyorum. - I don't want to upset anyone.

upset
{i} bozulma

Peki Tom bugün nerede? Oh, karnında bir bozulma var. - So where's Tom today? Oh, he has an upset stomach.

upset
kahretmek
upset
bozmak (mideyi)
upset
(Mekanik,Teknik) çökertme
upset
başaşağı çevirmek
upset
tedirgin
upset
rahatsızlık
upset
altüst etmek
upset
bozmak
upset
(mide) bulanmış
upset
(isim) devrilme, alabora olma, bozulma, devirme, bozukluk, karışıklık, bozgun, beklenmedik yenilgi
upset
{s} bozulmuş, bozuk (mide)
upset
{f} altüst olmak
upset
{f} bulandırmak
upset
dövmek
upset
(sıfat) bozuk, sinirli, bozulmuş, bulanmış, altüst olmuş, devrilmiş, üzgün
upset
{s} altüst olmuş
upset
raha

Bir mide rahatsızlığı ile uyandım. - I woke up with an upset stomach.

Tom'un bir mide rahatsızlığı vardı. - Tom had an upset stomach.

English - English
upset
an unexpected victory of a competitor that was not favored

    Hyphenation

    an un·ex·pec·ted Vic·to·ry of a com·pet·i·tor that was not fa·vored

    Turkish pronunciation

    ın ʌnîkspektîd vîktri ıv ı kımpetıtır dhıt wız nät feyvırd

    Pronunciation

    /ən ˌənəkˈspektəd ˈvəktrē əv ə kəmˈpetətər ᴛʜət wəz ˈnät ˈfāvərd/ /ən ˌʌnɪkˈspɛktɪd ˈvɪktriː əv ə kəmˈpɛtətɜr ðət wəz ˈnɑːt ˈfeɪvɜrd/
Favorites