an uncertain or unspecified thing; one thing

listen to the pronunciation of an uncertain or unspecified thing; one thing
English - Turkish

Definition of an uncertain or unspecified thing; one thing in English Turkish dictionary

something
birşey

Yarın sabah Tom'un birşeyler yapmasına yardım etmeliyim. - I have to help Tom do something tomorrow morning.

Tom asla ağzını birşeyi şikayet etmeden açmaz. - Tom never opens his mouth without complaining about something.

something
biraz

Bu biraz farklı bir şeydi ve beraber takıldığım insanlar bunlardan takıyordu. - It's something a bit different and the people I was hanging around with wore them.

Tom Mary'den yiyecek bir şey alabilmesi için biraz para istedi. - Tom asked Mary for some money so he could buy something to eat.

something
falan

Öğle yemeğin için bir sandviç falan hazırlayacağım. - I'll fix a sandwich or something for your lunch.

Bir pizza falan sipariş edebiliriz. - We could order a pizza or something.

something
{i} önemli bir şey

Tom Mary'ye önemli bir şey söylemek istedi. - Tom wanted to tell Mary something important.

Mary'yi gördüğüm her seferde, ondan yeni ve önemli bir şey öğreniyorum. - Each time I see Mary, I learn something new and important from her.

something
bir parça şey
something
olağanüstü bir şey

Olağanüstü bir şey görmek istiyor musun? - Do you want to see something extraordinary?

something
(hiç yoktan iyi) bir şey
something
bir şey

Sana küçük bir şey getirdim. - I brought you a little something.

Bana yapacak bir şey ver. - Give me something to do.

something
{i} 1. bir şey: She wants something brighter. Daha frapan renkli bir şey istiyor. Can I get you something to drink? Size içecek bir şey
something
bir şey: She wants something brighter. Daha frapan renkli bir şey istiyor. Can I get you something to drink? Size içecek bir şey
English - English
something

I have a feeling something good is going to happen today.

an uncertain or unspecified thing; one thing
Favorites