an oppositon, charge, fault, defect

listen to the pronunciation of an oppositon, charge, fault, defect
English - Turkish

Definition of an oppositon, charge, fault, defect in English Turkish dictionary

objection
{i} mahzur
objection
{i} itiraz

Eğer sizin bir itirazınız yoksa ben oldukça iyiyim. - I'm quite all right if you have no objection to it.

Planına itirazım yok. - I have no objection to your plan.

objection
{i} karşı gelme
objection
objectionable itiraz edilebilir
objection
{i} itiraz nedeni
objection
{i} sakınca

Benim açımdan bir sakınca yoktur. - There is no objection on my part.

objection
(Politika, Siyaset) ret
objection
engel
objection
sakınca/itiraz
objection
itiraz etme
objection
Terbiyesizce davrandı
objection
itiraz sebebi
objection
yolsuz
English - English
{n} objection
an oppositon, charge, fault, defect
Favorites