an opponent; an enemy

listen to the pronunciation of an opponent; an enemy
English - Turkish

Definition of an opponent; an enemy in English Turkish dictionary

contrary
karşıt

Hiçbir karşıt kanıt yoktur. - There is no evidence to the contrary.

contrary
zıt
contrary
{s} karşı

Hiçbir karşıt kanıt yoktur. - There is no evidence to the contrary.

contrary
kafasının dikine giden
contrary
aykırı olmak
contrary
(Kanun) hilafına
contrary
huysuz
contrary
ters

Beklentilerin tersine onlar kolaylıkla kazandı. - Contrary to expectations, they won with ease.

Bitirdin mi? Tam tersine, henüz başlamadım bile. - Have you finished? On the contrary, I have not even begun yet.

contrary
inatçı
contrary
aksine

Onun cevabı beklentilerimizin aksineydi. - His response was contrary to our expectations.

Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir. - Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich.

contrary
aksi ters
contrary
{s} kıntrer'i) aksi (kimse)
contrary
{s} dik başlı
contrary
mütenake
contrary
{s} (kan'treri) ters yönden esen (rüzgâr)
contrary
{s} uymayan
contrary
zlt
English - English
contrary
an opponent; an enemy
Favorites