an old woman; and old gossip

listen to the pronunciation of an old woman; and old gossip
English - Turkish

Definition of an old woman; and old gossip in English Turkish dictionary

aunt
hala

Elizabeth'e halasının adı verildi. - She was named Elizabeth after her aunt.

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı. - When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.

aunt
teyze

Teyzemin üç çocuğu var. - My aunt has three children.

Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı. - Linda was wildly excited to learn that her aunt Nancy was coming to visit her.

aunt
{i} hala: She is my paternal aunt. O benim halam
aunt
{i} yenge: Aunt Aliye is my uncle's
aunt
{i} teyze: She is my maternal aunt. O benim teyzem
aunt
yenge

Babamın erkek kardeşinin karısı benim yengemdir. - My father's brother's wife is my aunt.

Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir. - My mother's brother's wife is my aunt.

aunt
bibi
aunt
eme
English - English
aunt