English - Turkish
Definition of an old car that is not in good working order in English Turkish dictionary
- bucket
- kova
Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
-Give me the metal bucket with the oil in it.
Tom kovayı ağzına kadar doldurdu.
-Tom filled the bucket to the top.
- bucket
- (Askeri) mastalya
- bucket
- (Spor) çember
- bucket
- bakraç
- bucket
- (down ile) şakır şakır yağmur yağmak
- bucket
- bucket seat çanak biçiminde koltuk
- bucket
- {f} bardaktan boşanırcasına yağmak
- bucket
- {f} kovayla taşımak
- bucket
- {f} dörtnala koşturmak
- bucket
- (İnşaat) kova, kepçe
- bucket
- bucket çok yağ/in
- bucket
- {i} tulumba pistonu
- bucket
- bucket shop borsa hisseleri üzerinden vurgun yapan
- bucket
- meyhane gibikick the bucket nalları dikmek
- bucket
- ölmek bucketfulbir kova dolusu
- bucket
- kova,v.kova ile çek: n.kova
- bucket
- biriktirme yeri
Related Terms
English - English
Definition of an old car that is not in good working order in English English dictionary
- bucket
an old car that is not in good working order
Hyphenation
an old car that I·s not in good work·ing or·derTurkish pronunciation
ın ōld kär dhıt îz nät în gîd wırkîng ôrdırPronunciation
/ən ˈōld ˈkär ᴛʜət əz ˈnät ən gəd ˈwərkəɴɢ ˈôrdər/ /ən ˈoʊld ˈkɑːr ðət ɪz ˈnɑːt ɪn ɡɪd ˈwɜrkɪŋ ˈɔːrdɜr/
Resimler
History
Favorites