Erkekler amaçlarına ulaştı.
- The men achieved their objectives.
Nesnel olduğumu düşünüyorum.
- I think I'm objective.
Yarına kadar görevi gözden geçirmeliyim.
- I must go through the task by tomorrow.
Stajyer, görevin yüküne dayanamadı.
- The trainee could hardly bear the burden of the task.
Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.
- From an objective viewpoint, his argument was far from rational.
Değerlendirme her zaman objektif değildir.
- Valuation is not always objective.
Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir.
- The objectives of the marketing department and the sales department are not necessarily the same.
Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.
- The uprising failed to achieve its objectives.
Tom'un tarafsız olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is objective.
Sen tarafsız olmuyorsun.
- You're not being objective.
Nesnel olduğumu düşünüyorum.
- I think I'm objective.
Tom, Ayn Rand felsefesinin gerçekten tarafsız olduğuna inanmaktadır.
- Tom believes the philosophy of Ayn Rand is truly objective.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
O, iş için uygun değil.
- He is not up to the task.
Görevde onunla işbirliği yaptım.
- I cooperated with him in the task.
... for the objective of ...
... You should really-- if you told it to an objective person, ...