Yarın sabah Tom'un birşeyler yapmasına yardım etmeliyim.
- I have to help Tom do something tomorrow morning.
Tom asla ağzını birşeyi şikayet etmeden açmaz.
- Tom never opens his mouth without complaining about something.
Bu biraz farklı bir şeydi ve beraber takıldığım insanlar bunlardan takıyordu.
- It's something a bit different and the people I was hanging around with wore them.
Köpeğini besleyecek bir şey almak için biraz paraya ihtiyacı vardı.
- She needed some money to buy something to feed her dog.
Öğle yemeğin için bir sandviç falan hazırlayacağım.
- I'll fix a sandwich or something for your lunch.
Aptal ya da falan olduğumu düşünüyor musun?
- Do you think I'm stupid or something?
Sana önemli bir şey söylemek istiyorum.
- I want to tell you something important.
Mary'yi gördüğüm her seferde, ondan yeni ve önemli bir şey öğreniyorum.
- Each time I see Mary, I learn something new and important from her.
Olağanüstü bir şey görmek istiyor musun?
- Do you want to see something extraordinary?
Sana küçük bir şey getirdim.
- I've brought you a little something.
Tatlı bir şey istiyorum.
- I want something sweet.