an object, compound object, variable, or list

listen to the pronunciation of an object, compound object, variable, or list
English - Turkish

Definition of an object, compound object, variable, or list in English Turkish dictionary

terms
{i} şartlar

Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık. - We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.

Daha iyi şartlar bekliyorduk. - We expected better terms.

terms
adlandır
terms
{i} ücret
terms
anlaşma koşulları
terms
(Kanun) hükümler
terms
vadeler
terms
ara

Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum. - I hear you're on bad terms with Owen.

Tom'un Mary ile arası iyidir. - Tom is on good terms with Mary.

terms
bilimsel terimler
terms
{i} samimiyet
terms
terim/vade/dönem/koşul
terms
{i} yakınlık
terms
{i} fiyat

Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim. - I'll agree to the terms if you lower the price.

terms
{i} koşullar

Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir. - Terms of use may be changed without notice.

O koşulları kabul eder misin? - Would you accept those terms?

English - English
terms
an object, compound object, variable, or list
Favorites