Sadece zihnimi kullanarak nesneyi yok etmeye çalışıyorum.
- I try to destroy an object using just my mind.
Newton gücün bir nesnenin hareket hızını ya da yönünü değiştirmek için gerekli olduğunu keşfetti.
- Newton discovered that a force is required to change the speed or direction of movement of an object.
Cisimler, aynada gerçekte göründüklerinden daha yakındır.
- Objects in mirror are closer than they appear.
Benim sol kulağımda yabancı bir cisim var.
- I have a foreign object in my left ear.
Amacım önerine itiraz etmek değil.
- I don't mean to object to your proposal.
Tamamen objektif olmayabilirim.
- I may not be completely objective.
Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.
- From an objective viewpoint, his argument was far from rational.
Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.
- The object flew away to the south, giving out flashes of light.
Nesnenin yüzeyi oldukça pürüzlü.
- The surface of the object is fairly rough.
Erkekler amaçlarına ulaştı.
- The men achieved their objectives.
Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.
- The uprising failed to achieve its objectives.
Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir.
- The objectives of the marketing department and the sales department are not necessarily the same.
Vergiden muaf eşyaların var mı?
- Do you have any tax-free articles?
Bu el yapımı eşyalar kalite olarak farklıdır.
- These hand-made articles differ in quality.
Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.
- These articles are all exempt from duty.
Onun kitabı eleştiri konusu haline geldi.
- His book became an object of criticism.
Gerekirse özel bir ücret ödeme konusunda herhangi bir itirazım yok.
- I have no objection to paying a special fee if it is necessary.
Okul gazetesi için bir makale yazıyorum.
- I'm writing an article for the school newspaper.
Makale Fransızca yazılmış.
- The article was written in French.
Bu makalenin yazarı, ünlü bir eleştirmendir.
- The author of this article is a famous critic.
Bu makale hakkında düşündüklerini lütfen bana söyle.
- Please tell me what you think about this article.
İsimler, zamirler, fiiller, sıfatlar, zarflar, makaleler, edatlar, bağlaçlar, ve ünlemler İngilizcede konuşma parçalarıdır.
- Nouns, pronouns, verbs, adjectives, adverbs, articles, prepositions, conjunctions, and interjections are the parts of speech in English.
O dilde bilimsel bir yazı okudum ve neredeyse her şeyi anladım ama başlangıç seviyesindekiler için yazılmış bir hikayeyi okumaya çalıştığımda hiçbir şey anlamadım.
- I read an academic article in that language and understood almost everything, but when I tried reading a story for beginners I understood nothing.
Bu makale bana TV'de gördüğüm bir şeyi hatırlatıyor.
- This article reminds me of something I saw on TV.
Japonya umarım anayasasının 9. maddesine uyar.
- I hope that Japan will abide by Article 9 of her Constitution.
Sözleşme maddesini yine oku.
- Read the article again.
Aslında beni hiç sevmiyorsun. Tek önem verdiğin şey matematik! Ne münasebet, seni seviyorum! Kanıtla! Peki. Sevdiğim şeyler A kümesi olsun...
- You don't really love me at all. You only care about your math stuff! Not at all, I do love you! Prove it! Okay. Let A be the set of the objects I love...
Dehşet veren bir şeydi.
- It was an object of terror.
Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.
- From an objective viewpoint, his argument was far from rational.
Hemşirelerin, hastaları hakkında objektif olmaları zordur.
- It's hard for nurses to be objective about their patients.
a sales article.
... any piece of information. We blink, we can recognize any object, recognize any person, ...
... india joining mas several exposed to a preponderance of the object of intense ...