Tom kendisine kızgın görünüyordu.
- Tom seems to be annoyed with himself.
Tom bile kızgın görünüyordu.
- Even Tom looked annoyed.
Tom'un yüzünde rahatsız olmuş bir görünüm vardı.
- Tom had an annoyed look on his face.
Tom rahatsız olmuş görünüyor.
- Tom seems to be annoyed.
Tom öfkeli görünüyordu.
- Tom looked irritated.
Tom sinirlendirilmemeye çalıştı.
- Tom tried not to be irritated.
Onun sürekli şikâyet konuşması beni sinirlendirdi.
- Her constant complaining speech irritated me.
Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.
- The child annoyed her with questions.
Tom bana çok sinirlendi.
- Tom is very annoyed with me.
Davranışına sinirlendim.
- I was annoyed at his behavior.
Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.
- The child annoyed her with questions.
Tom sinirlenmiş olabilir.
- Tom might have been annoyed.
Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.
- Tom was visibly annoyed.
Tom gerçekten tedirgindi.
- Tom was really irritated.
Tom biraz tedirgin görünüyor.
- Tom looks somewhat irritated.