Tom birinci sınıfı tekrarlamak zorunda kaldı.
- Tom had to repeat first grade.
Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
- Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
- His repeated delinquencies brought him to court.
Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.
- If you flunk this exam, you'll have to repeat the course.
Böylesine dikkatsiz bir hatayı tekrarlama.
- Don't repeat such a careless mistake.
Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
- Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
Bir yalanın tekrarlanması onu doğru yapmaz.
- Repeating a lie does not make it true.
Trajedi tekrarlanmaması için hatırlanmalı.
- The tragedy must be remembered so that it is not repeated.
Tekrar tekrar yineleyebilirim.
- I can repeat it again and again.
Affedersiniz, sakıncası yoksa bunu yineleyebilir misiniz?
- Excuse me, would you mind repeating that?